9 Nisan 2015 Perşembe

REŞİT RAHMETİ ARAT

ARAT, Reşit Rahmeti


(1900-1964)

Türk dili ve lehçeleri âlimi.

Kazan’ın kuzeybatısında Eski Ücüm’de doğdu. Babası müderris Abdürreşid İsmetullah, annesi Mahbeder’dir. İlk tahsilini Eski Ücüm’de yaptı (1906-1910). Rüşdiyeyi Kızılyar’da (Petropavlovsk) bitirdi (1913). Daha sonra özel olarak Rusça öğrendi. Rusya’da ihtilâl olunca lise son sınıftan alınarak askerî okulda eğitildi, ardından da cepheye gönderildi. 1919’da yaralı olarak Mançurya’nın Harbin şehrine nakledildi. Orada Kazan Türkleri Derneği’nde birçok sosyal faaliyetlerde bulundu ve çeşitli dergilerin yayımına katıldı. Bu arada liseyi bitirdi (1921). 1922’de Berlin’e gitti, orada Felsefe Fakültesi’ne kaydoldu. Prof. Willy Bang’ın Türkoloji derslerine devam etti. Berlin’deki Türk talebe derneklerinde faal görevler aldı. Kazanlı Ayaz İshâkî’nin idaresinde çıkan Yana Millî Yul adlı dergide birçok yazılar yazdı. 1927’de doktorasını tamamlayarak Şark Dilleri Okulu’nda Kuzey Türkçesi lektörü oldu. Aynı yıl Dr. Râbia ile evlendi. 1928’de Berlin İlimler Akademisi’ne ilmî yardımcı olarak girdi. 1931’de Berlin Üniversitesi Doğu Dilleri Okulu’nda doçent oldu.

Türkiye’deki üniversite reformu üzerine 1933’te Maarif Vekâleti tarafından Türkiye’ye davet edildi ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne profesör oldu. 1942’de Türk Tarih Kurumu’na üye seçildi. 1940-1950 yılları arasında Türkiyat Enstitüsü müdürlüğü yaptı. Londra’da School of Oriental and African Studies’de 1949-1951 yıllarında misafir profesör olarak ders verdi. 26 Nisan 1958’de ordinaryüs profesör oldu. 29 Kasım 1964’te İstanbul’da öldü.

Türkçe’nin hem tarihî lehçelerini hem de bugünkü şivelerini en iyi bilen Türkolog olan Reşit Rahmeti Arat, Türkiye’de mukayeseli Türkoloji araştırmalarının kurulup yerleşmesinde de öncülük etmiştir. Türk ilim hayatında önemli bir yeri olan İslâm Ansiklopedisi’nin tercüme ve telif yoluyla neşredilmesine büyük emek sarfetmiş, ömrünün son yıllarında ise yakın arkadaşlarıyla birlikte Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü’nü kurmuş ve kitaplarını bu enstitüye bağışlamıştır.

Eserleri. Reşit Rahmeti Arat’ın çoğu gençlik yıllarına ait yayımlanmış 220’den fazla makale ve eseri vardır. Türkçe’nin tarihî gramerine ışık tutacak nitelikteki metin neşirleri ve bunlar arasında özellikle Eski Uygur Türkçesi’ne ait metinler çalışmalarının ağırlık noktasını teşkil eder. Çalışmalarını şu şekilde tasnif etmek mümkündür: Avrupa ve Türkiye kütüphanelerinde bulunan Uygur harfleriyle yazılmış metinlerin çözüm ve yayımları; Türk yazı dilinin tarihî inkişafına dair makale, bildiri ve kitaplar; İslâm Ansiklopedisi’ndeki yazıları ve yöneticiliği.

R.R.Arat’ın çalışmaları arasında doktora tezi olarak hazırladığı Die Hilfsverben und Verbaladverbien im Altaischen (Ungarische Jahrbücher, VIII-I-4, Berlin 1928), Berlin Üniversitesi’nde Türk diline dair Yakup Şinkeviç’in Rabguzi’s Syntax adlı doktora tezinden sonra yapılan en önemli çalışmadır ve ilmî bakımdan Türk dili araştırmaları için temel çalışmaların gerektirdiği yüksek seviyede bir eserdir. İstanbul kütüphanelerinden bulup çıkardığı Uygurca yazılmış bazı yazılar üzerindeki yayımları, Anadolu Türkleri’nin Uygur yazısını bildiklerini ve kullandıklarını, bu yazı sisteminin alfabesinin bazı kütüphanelerde bulunduğunu ortaya koymuştur. “Uygur Alfabesi” (Muallim Cevdet, Hayatı, Eserleri ve Kütüphanesi, İstanbul 1937, s. 20-26) ve “Fâtih Sultan Mehmed’in Yarlığı” (TM, VI [1939], 285-322+20) bu bakımdan dikkati çeken yazılarıdır. “Uygurlarda Istılahlara Dair” (TM, VII-VIII [1942], s. 56-81) adlı makalesinde ise Uygurlar’ın terim yapma usulünü işleyip ortaya koymuştur. Uygurca üzerindeki çalışmalarının sonuncusu Eski Türk Şiiri’dir (Ankara 1965, 1986). Türk şiiri üzerindeki çalışmaların en önemlilerinden biri olan bu eser “Mani Muhitinde Yazılan Eserler”, “Burkan Muhitinde Yazılan Eserler”, “İslâm Muhitinde Yazılan Eserler” ve “Nazım İle İlgili Parçalar” başlığını taşıyan dört bölümden meydana gelmektedir.
Kutadgu Bilig* o güne kadar W. Radloff ve H. Vambery tarafından ele alınmış olmakla birlikte üzerinde yeterli çalışmalar yapılmamıştı. Reşit Rahmeti Arat eser üzerindeki çalışmalarını iki cilt halinde (I, Metin, İstanbul 1947, 1979; II, Tercüme, Ankara 1959, 1974, 1985) neşretmiş, eserin yazıldığı devre nüfuz etmeye çalışarak yeni fikirler ortaya koymuştur. Ayrıca bıraktığı evrak arasında bulunan Kutadgu Bilig’in sözlük kısmına dair A ve B harflerini içine alan işlenmiş malzemenin diğer kısmını öğrencileri Kemal Eraslan, Osman F. Sertkaya ve Nuri Yüce tamamlayarak neşretmişlerdir (Kutadgu Bilig, III, İndeks, İstanbul 1979). Kutadgu Bilig’den sonra Atebetü’l-hakāyık*ı da yayıma hazırlamıştır (İstanbul 1951). R. R. Arat, çeşitli kongreleresunduğu tebliğlerle devamlı olarak Türk dili araştırmalarının temelini nelerin kurabileceği fikri üzerinde durmuştur. “Uygur Devri Türkçesi” (İkinci Türk Dil Kurultayı, 1934), “Türk Dilinin İnkişafı” (III. Tarih Kongresi Tebliğleri, Ankara 1948, s. 598-611), “Anadolu’da Yazı Dilinin Tarihî İnkişafına Dair” (V. Türk Tarih Kongresi Tebliğleri, Ankara 1956, s. 225-232) başlıklı tebliğleri bu sahadaki büyük bir boşluğu doldurmuştur. Tarih konusundaki en dikkate değer çalışması ise Vekayi Babur’un Hâtıratı’dır (I-II, Ankara 1943-1946). Eserin en önemli kısmı, sonuna eklenen 100 sayfaya yakın notlardır.

Arat, öğretim alanında W. Bang’ın usulünü takip ederek Uygurca, bunun devamı olan Tarançı ağzı -yani Doğu Türkçesi’ni eski dile en yakın bağla bağlayan ağız- ve Kıpçak grubundan da Kazakça dersleri vermiştir. Türkolojinin metodik bilgilerini mukayeseli olarak Türkiye üniversitelerine getiren Arat’ın yaptırdığı tezler de büyük bir yekün tutmaktadır.

Yayımlanmış diğer eserleri şunlardır: Die Legende von Oghuz Qagan (Berlin 1932). W. Bang ile birlikte yayımladığı bu eseri Arat Türkiye Türkçesi’ne çevirip ikinci defa yayımlamıştır (Oğuz Kağan Destanı, İstanbul 1936, 1988). Türkische Turfan-Texte VI. Das Buddhistische Sutra Säkiz Yükmäk (W. Bang ve A. von Gabain ile, Berlin 1934); Türkische Turfan-Texte VII (Berlin 1936); “Türk Şîvelerinin Tasnifi” (TM, X [1953], s. 59-138); “Eski Türk Hukuk Vesîkaları” (TKA, I/1 [1964], s. 5-53); Makaleler (I, nşr. O. F. Sertkaya, Ankara 1987); Doğu Türkçesi Metinleri (nşr. O. F. Sertkaya, Ankara 1987).

Arat’ın eser ve makalelerinin tam bir listesi Saadet Çağatay tarafından hazırlanmıştır (bk. TTK Belleten, XXIX/113, s. 188-193).

BİBLİYOGRAFYA:

Muharrem Ergin, “Reşid Rahmeti Arat’ın Eserleri: Doğumunun 60. Yıldönümü Münasebetiyle”, TDED, XI (1961), s. 1-10; a.mlf., “Reşid Rahmeti Arat 1900-1964”, TK, sy. 27 (1965), s. 3-16; a.mlf., “Reşid Rahmeti Arat (15.5.1900 - 29.11.1964)”, Reşid Rahmeti Arat İçin, Ankara 1966, s. IX-XIV; a.mlf., “Reşid Rahmeti Arat’ın Eserleri (1918-1965)”, a.e., s. XV-XVIII; a.mlf. # A. Temir, “Reşid Rahmeti Arat’ın Hayatı ve Eserleri Üzerine Bibliyografya”, a.e., s. XIXXXX; Saadet Çağatay, “Reşid Rahmeti Arat (15.5.1900-29.11.1964)”, TTK Belleten, XXIX/113 (1965), s. 177-193; Osman F. Sertkaya, “Ölümünün 15. yıl dönümünde Ord.Prof.Dr. Reşid Rahmeti Arat (15.5.1900-29.11.1964) ve eserleri”, TK, XVIII/211-214 (1980), s. 10-16; Fahir İz, “Arat”, EI² Suppl. (İng.), s. 82.

Nuri Yüce   


http://www.islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=030336


 Kazan’ın kuzeybatısında Eski Ücüm’de doğdu. Babası müderris Abdürreşid İsmetullah, annesi Mahbeder’dir. İlk tahsilini Eski Ücüm’de yaptı (1906-1910). Rüşdiyeyi Kızılyar’da (Petropavlovsk) bitirdi (1913). Daha sonra özel olarak Rusça öğrendi. Rusya’da ihtilâl olunca lise son sınıftan alınarak askerî okulda eğitildi, ardından da cepheye gönderildi. 1919’da yaralı olarak Mançurya’nın Harbin şehrine nakledildi. Orada Kazan Türkleri Derneği’nde birçok sosyal faaliyetlerde bulundu ve çeşitli dergilerin yayımına katıldı. Bu arada liseyi bitirdi (1921). 1922’de Berlin’e gitti, orada Felsefe Fakültesi’ne kaydoldu. Prof. Willy Bang’ın Türkoloji derslerine devam etti. Berlin’deki Türk talebe derneklerinde faal görevler aldı. Kazanlı Ayaz İshâkî’nin idaresinde çıkan Yana Millî Yul adlı dergide birçok yazılar yazdı. 1927’de doktorasını tamamlayarak Şark Dilleri Okulu’nda Kuzey Türkçesi lektörü oldu. Aynı yıl Dr. Râbia ile evlendi. 1928’de Berlin İlimler Akademisi’ne ilmî yardımcı olarak girdi. 1931’de Berlin Üniversitesi Doğu Dilleri Okulu’nda doçent oldu.
     Türkiye’deki üniversite reformu üzerine 1933’te Maarif Vekâleti tarafından Türkiye’ye davet edildi ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne profesör oldu. 1942’de Türk Tarih Kurumu’na üye seçildi. 1940-1950 yılları arasında Türkiyat Enstitüsü müdürlüğü yaptı. Londra’da School of Oriental and African Studies’de 1949-1951 yıllarında misafir profesör olarak ders verdi. 26 Nisan 1958’de ordinaryüs profesör oldu. 29 Kasım 1964’te İstanbul’da öldü.
     Türkçe’nin hem tarihî lehçelerini hem de bugünkü şivelerini en iyi bilen Türkolog olan Reşit Rahmeti Arat, Türkiye’de mukayeseli Türkoloji araştırmalarının kurulup yerleşmesinde de öncülük etmiştir. Türk ilim hayatında önemli bir yeri olan İslâm Ansiklopedisi’nin tercüme ve telif yoluyla neşredilmesine büyük emek sarfetmiş, ömrünün son yıllarında ise yakın arkadaşlarıyla birlikte Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü’nü kurmuş ve kitaplarını bu enstitüye bağışlamıştır.
     Reşit Rahmeti Arat’ın çoğu gençlik yıllarına ait yayımlanmış 220’den fazla makale ve eseri vardır. Türkçe’nin tarihî gramerine ışık tutacak nitelikteki metin neşirleri ve bunlar arasında özellikle Eski Uygur Türkçesi’ne ait metinler çalışmalarının ağırlık noktasını teşkil eder. Çalışmalarını şu şekilde tasnif etmek mümkündür: Avrupa ve Türkiye kütüphanelerinde bulunan Uygur harfleriyle yazılmış metinlerin çözüm ve yayımları; Türk yazı dilinin tarihî inkişafına dair makale, bildiri ve kitaplar; İslâm Ansiklopedisi’ndeki yazıları ve yöneticiliği.
     Arat’ın çalışmaları arasında doktora tezi olarak hazırladığı Die Hilfsverben und Verbaladverbien im Altaischen (Ungarische Jahrbücher, VIII-I-4, Berlin 1928), Berlin Üniversitesi’nde Türk diline dair Yakup Şinkeviç’in Rabguzi’s Syntax adlı doktora tezinden sonra yapılan en önemli çalışmadır ve ilmî bakımdan Türk dili araştırmaları için temel çalışmaların gerektirdiği yüksek seviyede bir eserdir. İstanbul kütüphanelerinden bulup çıkardığı Uygurca yazılmış bazı yazılar üzerindeki yayımları, Anadolu Türkleri’nin Uygur yazısını bildiklerini ve kullandıklarını, bu yazı sisteminin alfabesinin bazı kütüphanelerde bulunduğunu ortaya koymuştur. “Uygur Alfabesi” (Muallim Cevdet, Hayatı, Eserleri ve Kütüphanesi, İstanbul 1937, s. 20-26) ve “Fâtih Sultan Mehmed’in Yarlığı” (TM, VI [1939], 285-322+20) bu bakımdan dikkati çeken yazılarıdır. “Uygurlarda Istılahlara Dair” (TM, VII-VIII [1942], s. 56-81) adlı makalesinde ise Uygurlar’ın terim yapma usulünü işleyip ortaya koymuştur. Uygurca üzerindeki çalışmalarının sonuncusu Eski Türk Şiiri’dir (Ankara 1965, 1986). Türk şiiri üzerindeki çalışmaların en önemlilerinden biri olan bu eser “Mani Muhitinde Yazılan Eserler”, “Burkan Muhitinde Yazılan Eserler”, “İslâm Muhitinde Yazılan Eserler” ve “Nazım İle İlgili Parçalar” başlığını taşıyan dört bölümden meydana gelmektedir.
     Kutadgu Bilig o güne kadar W. Radloff ve H. Vambery tarafından ele alınmış olmakla birlikte üzerinde yeterli çalışmalar yapılmamıştı. Reşit Rahmeti Arat eser üzerindeki çalışmalarını iki cilt halinde (I, Metin, İstanbul 1947, 1979; II, Tercüme, Ankara 1959, 1974, 1985) neşretmiş, eserin yazıldığı devre nüfuz etmeye çalışarak yeni fikirler ortaya koymuştur. Ayrıca bıraktığı evrak arasında bulunan Kutadgu Bilig’in sözlük kısmına dair A ve B harflerini içine alan işlenmiş malzemenin diğer kısmını öğrencileri Kemal Eraslan, Osman F. Sertkaya ve Nuri Yüce tamamlayarak neşretmişlerdir (Kutadgu Bilig, III, İndeks, İstanbul 1979). Kutadgu Bilig’den sonra Atebetü’l-hakāyık*ı da yayıma hazırlamıştır (İstanbul 1951). R. R. Arat, çeşitli kongrelere sunduğu tebliğlerle devamlı olarak Türk dili araştırmalarının temelini nelerin kurabileceği fikri üzerinde durmuştur. “Uygur Devri Türkçesi” (İkinci Türk Dil Kurultayı, 1934), “Türk Dilinin İnkişafı” (III. Tarih Kongresi Tebliğleri, Ankara 1948, s. 598-611), “Anadolu’da Yazı Dilinin Tarihî İnkişafına Dair” (V. Türk Tarih Kongresi Tebliğleri, Ankara 1956, s. 225-232) başlıklı tebliğleri bu sahadaki büyük bir boşluğu doldurmuştur. Tarih konusundaki en dikkate değer çalışması ise Vekayi Babur’un Hâtıratı’dır (I-II, Ankara 1943-1946). Eserin en önemli kısmı, sonuna eklenen 100 sayfaya yakın notlardır.
     Arat, öğretim alanında W. Bang’ın usulünü takip ederek Uygurca, bunun devamı olan Tarançı ağzı -yani Doğu Türkçesi’ni eski dile en yakın bağla bağlayan ağız- ve Kıpçak grubundan da Kazakça dersleri vermiştir. Türkolojinin metodik bilgilerini mukayeseli olarak Türkiye üniversitelerine getiren Arat’ın yaptırdığı tezler de büyük bir yekûn tutmaktadır.
     Yayımlanmış diğer eserleri şunlardır: Die Legende von Oghuz Qagan (Berlin 1932). W. Bang ile birlikte yayımladığı bu eseri Arat Türkiye Türkçesi’ne çevirip ikinci defa yayımlamıştır (Oğuz Kağan Destanı, İstanbul 1936, 1988). Türkische Turfan-Texte VI. Das Buddhistische Sutra Säkiz Yükmäk (W. Bang ve A. von Gabain ile, Berlin 1934); Türkische Turfan-Texte VII (Berlin 1936); “Türk Şîvelerinin Tasnifi” (TM, X [1953], s. 59-138); “Eski Türk Hukuk Vesîkaları” (TKA, I/1 [1964], s. 5-53); Makaleler (I, nşr. O. F. Sertkaya, Ankara 1987); Doğu Türkçesi Metinleri (nşr. O. F. Sertkaya, Ankara 1987).


http://www.edebi.net/index.php/biyografileri/2229-r-rahmeti-arat

7 Nisan 2015 Salı

MEHMET FUAD KÖPRÜLÜ

Mehmet Fuad Köprülü (4 Aralık 1890 - 28 Haziran 1966), Türk ordinaryüs profesör tarihçi, Türkolog, Dışişleri Bakanlığı yapmış siyasetçi ve edebiyat araştırmacısıdır.
Fuad Köprülü 4 Aralık 1890’da İstanbul’da doğdu. Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa’nın soyundan gelmektedir. Edebiyat ve tarih alanında ilerlemek için hukuk öğrenimini yarıda bıraktı.
1909’da Fecr-i Ati topluluğuna katıldı. Şiirlerini 1913’e kadar Mehasin ve Servet-i Fünun dergilerinde yayımladı. Bu yıllarda “Milli Edebiyat” ve “Yeni Lisan” akımlarına karşıydı. 1910’dan sonra İstanbul’un çeşitli okullarında Türkçe ve edebiyat okuttu, liselerin edebiyat programını düzenledi. Ziya Gökalp çevresine girdikten sonra Milli Edebiyat akımını benimsedi; Türk tarihinin ilk dönemlerine kadar indi, ilk Türk topluluklarının tarih ve edebiyatlarını inceledi. 1913’te, Halit Ziya Uşaklıgil’den boşalan İstanbul Darülfünunu Türk edebiyatı tarihi müderrisliğine getirildi. Aynı yıl Bilgi dergisinde Türk edebiyatının hangi yöntemle incelenmesi gerektiğini tartışan “Türk Edebiyatı Tarihinde Usul” adlı yazısı çıktı.
İlk büyük yapıtı ''Türk Edebiyatı’nda İlk Mutasavvıflar’'ı yayımlandı. 1923’te Edebiyat Fakültesi dekanı oldu, ''Türkiye Tarihi'' adlı kitabını çıkardı. 1925’te Türkiyat Mecmuası’nı çıkarmaya başladı, ünü giderek dünyaya yayıldı, birçok uluslararası kongreye Türkiye temsilcisi olarak katıldı. 1928’de Türk Tarih Encümeni Başkanlığına seçildi. 1931’de Türk Hukuk Tarihi Mecmuası’nı çıkarmaya başladı; 1932-1934 arasında Divan Edebiyatı Antolojisi’ni çıkardı. 1933’te ordinaryüs profesör oldu, İstanbul Üniversitesi’nde birkaç kez dekanlık yaptı. 1934’te siyasete atılarak Kars milletvekili oldu. 1936-1941 arasında Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’yle Siyasal Bilgiler Okulu’nda ders verdi. 1935’te, Paris’te Türk Tetkikleri Merkezi’nde verdiği konferansların toplamı olan Les Origines de L’Empire Otoman (Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluşu) adlı kitabı yayımlandı ve büyük yankı uyandırdı. Heidelberg, Atina ve Sorbonne üniversitelerince onursal doktorluk sanı verilen, bilim kuruluşlarınca onur üyeliğine seçilen Köprülü 1941’den sonra İslam Ansiklopedisi’nin yayımına katıldı. V.(Ara Seçim), VI., VII. Dönem Kars, VIII., IX., X. Dönem İstanbul milletvekilliğine, hem de İstanbul ve Ankara üniversitelerindeki görevlerine devam etti.
Celâl Bayar, Adnan Menderes ve Refik Koraltan ile Demokrat Parti'yi kurdu. Demokrat Parti 14 Mayıs 1950 seçimlerini kazanıp iktidara gelince, dışişleri bakanı oldu. 1956’ya kadar sürdürdüğü bu görevi sırasında Türkiye’nin NATO’ya girişinde etkin rol oynadı. 5 Temmuz 1957'de "kurduğu partiyi tanıyamadığını" söyleyerek Demokrat Partiden resmen istifa etti ve aynı yıl Hürriyet Partisi ne girdi. Asıl yararlı çalışmalarını Türk Edebiyatı ve Türk Halk Edebiyatı araştırmaları oluşturur. Çok verimli bir araştırmacı olan Köprülü, ardında 1500'ü aşkın kitap ve makale bırakmıştır.