27 Nisan 2011 Çarşamba

Konyalı, İbrahim Hakkı

İbrahim Hakkı Konyalı (1896 - 1984)

1896 yılında Konya'da Alaaddin Köşkü'nün Akıncılar Kapısı yakınlarında, Akıncılar Mahallesinde bir evde dünyaya geldi. Nalbantzade Mustafa Efendi ile Atazade İbrahim Ağa'nın kızı Hatice Hanım'ın oğludur. Babası da Konya'da muhtelif medreselerde okuyarak icazet almıştır. İlmiye sınıfına mensup bir zattır. (1)
İ. Hakkı Konyalı, baba tarafından Anadolu Selçukluları'na ulaştıklarını ve nalbant sözünün günümüzde veteriner hekimliğine eş olduğunu ve nalbant lakaplarının buradan geldiğini söyler.
Konyalı, ilkokulu Yıkık Mahalle'de (bugünkü fuar sahasının bulunduğu bölge), mahalle mektebinde, Rüştiye'yi de Hoca San Ali Efendi'nin Füyuzat-ı Hamidiye adındaki özel rüştiyesinde bitirir. Cumhuriyet döneminde özel okulların yakın bir tarihte açılmaya başlamasına rağmen, Konya'da böyle özel okulların Abdülhamid tarafından açılmış olması dikkat çekicidir. (2)
Konyalı, bundan sonraki tahsiline, Bekir Sami Medresesi'nin yerinde kurulan; kütüphanesi, laboratuvarları, konferans salonlarıyla Batı'nın en modern ilim kuruluşlarını aratmayan bir öğretim müessesesi olan Islah-ı Medaris-i İslamiye, kısaca Islah-ı Medaris'e devam eder. Konyalı, Şeyh-zade Ahmet Ziya Efendi ve kardeşlerinin kurmuş olduğu bu ilim kurumuna hayrandır. Osmanlı İmparatorluğu'nda bir eşi daha yoktur. Öğrenim süresi 12 yıldır. Buradan mezun olanlar Avrupa'nın meşhur üniversitelerinde tahsillerine devam edeceklerdir. Bir takım çekememezlik ve basiretsizlikler yüzünden, dönemin yüzakı olan bu medrese, bir süre sonra kapatılır. İşte Konyalı yüksek tahsilini burada tamamlamış, bir süre de mezun olduğu bu medresede hocalık da yapmıştır.
Konyalı, Islah-ı Medaris'in seçkin talebelerindendir. Arapça, Farsça ve Fransızca'sını burada ilerletti. Arapça ve Farsça bilmesi, sonraki yıllarda onun eski kitabeleri Türkiye'de en iyi okuyabilen bir uzman olmasına yol açar.
Daha rüştiye talebesi iken, Erzurumlu İsmail Hakkı Hazretleri'nin Ma'rifetnamesi'ni okur. Onun tesiri altında, İbrahim adına, Hakkı adını da ilave eder. Böylece adı o tarihten itibaren İbrahim Hakkı olarak kalır.
Konyalı, Birinci Dünya Savaşı sırasında açılan Demiryolu Okulun'a de-vam eder ve orasını bitirerek ilk Türk demiryolcularından olur. Savaş sıra-sında Batum'da İstasyon Müdürlüğü görevinde bulunur. Bundan sonra tekrar Konya'ya döner. Konya Sanayi Mektebi'nde Türkçe Öğretmenliği yapar. Bunu İstanbul Meşihat Dairesi'nde Ders Vekaleti Hulefalığı, Başbakanlık Arşivi, Askeri Müze ve Vakıflar Genel Müdürlüğü'ndeki uzman-lıkları takip eder. Bir ara Emniyet Teşkilatı'nda İstanbul 4. Şube'de çalışır. Anadolu Bağdat Demiryolları müfettişliğinde bulunur. Son görevi Vakıflar Genel Müdürlüğü'ndedir. (3)
Konyalı'nın Gazeteciliği:
Okumaya, yazmaya son derece meraklı olan Konyalı'nın ilk yazısı, da-ha on yedi yaşlarında iken, Konya'da Meşrik-i İrfan Gazetesi'nde neşredilir. Bu Arapça meşhur bir nutkun tercümesidir. Hak Yolu, Tarih ve Dünyası isimli dergileri çıkar. İntibah'ta baş yazarlık yapar. Mütareke yıllarında da Tercüman-ı Hakikat gazetesinde tarihi yazılar yazar.
Konyalı, İstanbul'a gittiği zaman kendisini yetiştirmiş ve tanınmış bir gazetecidir. Serbest Fırka'nın faaliyette bulunduğu ve kendisinin de Ser-best Fırka tarafları olduğu yıllarda bir süre, Son Posta Gazetesi'nde çalışır. Bir olay dolayısıyla gazetenin okuyucusunun azalması üzerine, Tan Gazete-sine geçer. Buradaki yazılarıyla da dikkat çeker. Daha sonra, Vatan, Yeni Sabah, Hergün, Bugün, Yeni İstanbul ve Yeni İstiklal Gazetelerinde yazıları neşredilir. Yeni Asya Gazetesinde tarihi sohbetleri çıkar. 7 Gün, Tarih Dünyası, Tarih Konuşuyor, Vakıflar Dergisi, Vakıflar Bülteni ve Türk Yur-du'nda binlerce makalesi neşredilir.(4)
Kendi imzası yanında, Amber Reisoğlu, Ayhan Atis, İ. Atis, Ayhan Nalbantoğlu, İbrahim Cimcoz ve Vakanüvis gibi on üç ayrı müstear imza ile de yazmıştır.
Araştırmacılığı:
Konyalı bu arada yurdun muhtelif yerlerini gezerek araştırmalar yapar. Tarihi eserlerin kitabelerini okur. Konyalı'nın en güçlü yönü bu tarafıdır. Binlerce Arapça, Farsça dillerindeki kitabeleri büyük bir maharetle okur. Pek çok yerli ve yabancı araştırmacının hatalarını tashih eder. Araş-tırmalarının pek çoğu mahalli idareler tarafından bastırılır. Araştırmaların-dan bir tanesi de Abideleri ve Kitabeleriyle Konya Tarihi'dir. 1964 yılında Konya Belediyesi tarafından bastırılmıştır. Büyük bir boşluğu dolduran bu eserin son yıllarda ikinci baskısı yapılmıştır.
1931 yılı Haziran'ında, bir kısım Devlet Arşivi, fersude evrak diye üç kuruş on paradan Bulgaristan'a satılır. Bir kısmı Kumkapı'dan denize dö-külür. Konyalı'nın olaydan haberdar olması üzerine, ilgilileri ikazı sonucu Devlet Arşivi tamamen yok olmaktan onun sayesinde kurtulur.
İkinci Dünya Harbi yıllarında Başbakanlık Arşiv Uzmanı olarak çalışan Konyalı'dan Askeri Müze'deki eserleri tasnif etmesi istenir. Konyalı, Müze-deki silahların bir kısmını Bodrum da sular altında bulur. Bu konuda şun-ları anlatır. " Daha önceden çürümeye başlayan kılıçları, miğferleri Marmara Denizi'nin ortasına dökmüşler. Dökülmekte olan eşya arasında Orhan Gazi'nin miğferini buldum. Kayıtlarda Yavuz Sultan Selim'in Mısır Seferi sırasında getirdiği Firavun'un, Necmettin Eyyub'un kılıçlarının da denize atıldığını öğrendim. Bir sabah baktım ki, orada da evrakları balyalamışlar. Nöbetçiden bunlarında İzmit Kağıt Fabrikası'na gitmekte olduğunu öğrenince hemen ilgililere koştum. Bir faciayı nispeten önledim. İzmit Kağıt Fabrikası'na giden evrakların bir kısmını geri getirebildim. " (5) İşte tarihi eserlerimizin büyük bir bölümü, böyle ilgisizlik, bilgisizlik ve ihanetler sonucu yok olup gitmiştir. Tekke ve türbelerin kapatılması ve bunlara kilit vurulması neticesinde buralardaki binlerce yazma Kur'an-ı Kerim ve diğer yazma eserlerde yok olmuştur.
İstanbul'da "Yazı Müzesi "de onun eseridir. Piri Reis'in meşhur haritasını o bulduğu gibi, son olarak Karacaahmed'de şair Nedim'in kabrinin yerini de o tesbit eder. Konyalı'nın hizmetleri çok ve büyüktür.
Konyalı, yazma ve basma binlerce eserden oluşan kütüphanesi ile on-binlerce vesikadan meydana gelen arşivini Vakıflar Genel Müdürlüğü vası-tasıyla Üsküdar Selimiye'deki Hünkar Kasr'ında " İbrahim Hakkı Konyalı Kütüphane ve Arşivi " adıyla vakfeder. (6)
Vefatı:
Doksan yaşına yaklaşmasına rağmen, öldüğü güne kadar çalışmalarını sürdüren Konyalı, 1984 yılı 20 Ağustosunda Akşehir tarihini yeniden göz-den geçirmek üzere geldiği Akşehir'de misafiri bulunduğu Belediye Başkanı'nın makam odasında geçirdiği bir kalp krizi sonunda, hayata veda etti. Cenazesi sağlığında şair Nedim'in kabri yanında yaptırdığı Karacaahmet Kabristanında toprağa verildi.
Devamlı çalışmayı alışkanlık haline getiren Konyalı, son yıllarında " Ölmeye bile fırsat bulamıyorum efendim der ve annesinin " üç gün yatak, dördüncü gün toprak " duasını tekrar edermiş. Ne garip tecellidir ki o, üç gün yatmaya bile fırsat bulamamıştır.
Yıllarca devam eden müze çalışmaları ve pek çok gazete ve dergilerde neşredilen binlerce makalesi yanında Konyalı'nın pek çok da eseri vardır. Eserlerinin çoğunu 1940 yılından sonra yazmaya başlamıştır. Konyalı'nın ömür boyu yazdığı eser sayısı 100'ü aşar.
Selçuk Üniversitesi, yaptığı bu büyük hizmetlerden dolayı Konyalı'ya 8 Haziran 1981 tarihinde " Fahri Doktora " payesi tevcih eder.
II. BAZI KİTAPLARI
1. Topkapı Sarayında Deri Üzerine Yapılmış Eski Haritalar, İstanbul (1936).
2. İstanbul Abideleri, İstanbul ( 1937 )
3. Afrodit Hakkında Tarihi Tetkikler, İstanbul ( 1940 )
4. Haran-Er Reşit, İstanbul ( 1942 ),
5. İstanbul Sarayları, İstanbul ( 1942 ),
6. Ankara'da Karacabey Memuresi, ( 1942 ),
7. Eski ve İslami Paralar, İstanbul ( 1946 )
8. Osmanlı Sultanları Tarihi, İstanbul ( 1949 )
9. Karaman'daki Yunus Emre, İstanbul
10. Aksaray Ulucami, İstanbul.
11. Ankara Camiileri, Ankara ( 1978 ).
12. Türk Askeri Müzesi, İstanbul ( 1964 )
13. Atatürk, İstanbul ( 1964 )
14. Alaiye ( Alanya ) Tarihi, ( 1946 )
15. Akşehir Tarihi, İstanbul ( 1946 )
16. Akşehir Tarihi, İstanbul ( 1946 )
17. Abideleri ve Kitabeleriyle Erzurum Tarihi, İstanbul ( 1960 ).
18. Abideleri ve Kitabeleriyle Konya Tarihi, İstanbul ( 1964 ).
19. Abideleri ve Kitabeleriyle Karaman Tarihi Ermenek ve Mut Abideleri, ( 1967 )
20. Abideleri ve Kitabeleriyle Konya Ereğlisi Tarihi, İstanbul ( 1970 ). 21. Abideleri ve Kitabeleriyle Koçhisar Tarihi, İstanbul ( 1971 ).
22. Abideleri ve Kitabeleriyle Kilis Tarihi, İstanbul ( 1972 ).
23. Abideleri ve Kitabeleriyle Niğde Aksaray Tarihi, Üç Büyük Cilt ( 1973 ).
24. Abideleri ve Kitabeleriyle Manavgat Tarihi, ( 1973 ).
25. Abideleri ve Kitabeleriyle Üsküdar Tarihi, İstanbul ( 1977 ) ( T. Yeşilay Genel Merkezi Tarafından iki cilt halinde bastırılmıştır ).
26. Beyşehir Tarihi,Erzurum ( 1991 ).( Vefa-tından sonra bastırılmıştır ).
III. BAZI MAKALELER
1. " İbrahim Bey Vakfiyesi ", Tan Gazetesi, 10Mayıs 1937.
2. " Konya Aksaray ve Amasya'da Türk Mumyaları ", Ekekon, 4-6 Birinci teşrin 1937.
3. " Tarihte Konya Güherçile Karhanesi" , Ekekon, 5 Nisan 1938.
4. " Takkeli Dağ Adını Nereden Aldı ", Konya , II ( 12 ) Ağustos 1938, s.765-768
5. " Eski Kanunnamelerde Konya ", Ekekon, 22-23 Eylül, 22-23 Eylül 1968.
6. " Sille Adını Nereden Aldı? ", Ekekon, 3 Kanunu Sani 1938.
7. " Konya'dan Yavuz'un Geçmesi ", Ekekon, 17 Haziran 1944.
8. " Tevarih-i Ali Selçuk ", Konya, III ( 28,29 ), 1,2 Kanun 1939, s.1471-1474.
9. " Mevlana'nın İmzası ", Tarih Hazinesi, 15 Nisan 1952.
10. " İncelemeler: Konya'da Güreşçiler Tekkesi ", Türk Folklor Araştırmaları, 10 (199), Şubat 1966.
11. " Islah-ı Medaris-i İslamiyye ", Yeni Asya, 29 Eylül 1971.
12. " Konya İslam Üniversitesi ", Yeni Asya, 9 Nisan 1973.
13. " Vakfiyeler'de Enteresan Hükümler ", Yeni Asya, 23 Ocak 1976.
14. " İkinci Abdülhamid'in İttihatçılara Verdiği Ders ", Yeni Asya, 21 Mayıs 1978.
Kaynaklar:
1. " Caner Arabacı", Osmanlı Dönemi Konya Medreseleri, s. 541.
2. " M. Ali Uz ", Konya Alimleri ve Velileri, c.1 s.202.
3. " Erdem Yücel ", İ.Hakkı Konyalı ile Bir Konuşma, Hayat Tarihi, Ocak 1976 sayı 1 s.25.
4. " Mustafa Özdamar ", İ. Hakkı Konyalı Konyalı Kütüphanesi Yazmaları Kataloğu, İstanbul 1997, s 13.
5. " Yücel ", adı geçen röportaj.
6. " Özdamar ", a.g.e. s.10.


Kaynak: M. Ali Uz , "Konya Kültürüne Hizmet Edenler", Büyükşehir Belediyesi Yayınları Konya, 2003


Özet:
İbrahim Hakkı Konyalı (1896 - 1984)
1896 yılında Konya’da doğan İbrahim Hakkı, ilk tahsilini mahallesinde Sibyan mektebinde, Rüştiye’yi de Akif Paşa mektebinde faaliyet gösteren Fuyuzat-ı Hamidiye Rüştiyesi’nde bitirdi. Çeşitli medreselerde özellikle de Islah-ı Medaris’e devam ederek tahsilini tamamladı.


İstanbul Arşiv Dairesi ile Ankara Vakıflar Müdürlüğü Arşiv Daire Müdürlüğü görevlerinde bulundu ve buradan emekli oldu. Büyük eserlerini 1940 yılından sonra vermeye başladı. 200'ün üzerinde eseri vardır. Alanya Tarihi, Erzurum Tarihi, Konya Tarihi, Karaman Tarihi, Akşehir Tarihi, Ereğli Tarihi, Kilis tarihi iki ciltlik Üsküdar Tarihi ve Beyşehir Tarihi eserlerinden bazılarıdır.

Merhum, Hak Yolu, Tarih ve Tarih Dünyası gibi dergiler çıkartmış, Son Posta, Tan, Vatan İntibah, Meşrik-i Hakikat, Tercüman-ı Hakikat, İleri ve yeni Asya gibi pek çok gazete ve dergilerde de yazıları çıkmıştır. S.Ü. yapmış olduğu başarılı çalışmaları dolayısıyla kendisine Fahri Doktorluk payesi tevcih etmiştir.

İbrahim Hakkı Konyalı, büyük ve değerli arşivini ve binlerce ciltlik kütüphanesini, Üsküdar Selimiye’deki Hünkar Kasrı’na “İbrahim Hakkı Konyalı, Kütüphane ve Arşivi” adıyla vakfetmiştir. Yapmış olduğu, büyük hizmetler sebebiyle, adı Türk tarihine altın harflerle geçecek olan bu büyük araştırmacımız, yine bir araştırma için geldiği Akşehir’de geçirmiş olduğu bir kalb krizi sonunda, 1984 yılında vefat etmiş ve cenazesi İstanbul’a götürülerek, daha önce hazırlatmış olduğu, Üsküdar Karacaahmet Kabristanındaki kabrinde toprağa verilmiştir.

1 yorum:

  1. İBRAHİM HAKKI KONYALI KÜTÜPHANESİ (İSTANBUL)

    İbrahim Hakkı Konyalı Vakıf Kütüphane ve Arşivi olarak kullanılan bina, 1801-1805 yılları arasında Sultan III. Selim tarafından yaptırılan Üsküdar Büyük Selimiye Camiinin Hünkar Kasrıdır.

    Osmanlı döneminde, sadece Cuma günleri, Padişahların ibadet ve sohbetleri amacıyla kullanılan Hünkar Kasrı 1979 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğünce Kütüphane olarak kültür hizmetine açılmıştır.

    Kütüphane, İbrahim Hakkı Konyalı'nın vakfettiği kitap ve arşiv malzemeleri ile kurulduğu için İbrahim Hakkı Konyalı Vakıf Kütüphane ve Arşivi adını almıştır.

    İki Salon, iki oda ve bir depodan oluşan kütüphane toplam 210 m2 kullanım alanına sahiptir. Aynı anda 80 kişiye hizmet verebilme kapasitesi bulunan kütüphane,



    Dört bölümden oluşmaktadır.

    Yazmalar Bölümü: 705 adet yazma eser vardır.
    Osmanlı Dönemi Kitapları Bölümü: Arapça, Farsça ve Osmanlıca kitaplardan oluşur.

    Cumhuriyet Dönemi Kitapları Bölümü: Cumhuriyet dönemi kitapları bu bölümde bulunmaktadır.

    Osmanlı Dönemi ve Cumhuriyet Dönemi Kitapları bölümlerinde toplam 7860 adet matbu eser bulunmaktadır.

    Arşiv Bölümü: İbrahim Hakkı Konyalı'nın çeşitli konulardaki notlarından, gazete kupürlerinden ve fotoğraflardan oluşan arşiv bölümünde 5410 adet doküman vardır.

    YanıtlaSil