Alp Arslan
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Alp Arslan
|
|
Önce gelen
|
|
Sonra gelen
|
|
Tam adı
|
ʿAdud ad-Daula Abu Shudschaʿ Davut Çağrı oğlu Muhammed
|
Doğum tarihi
|
|
Ölüm tarihi
|
|
Ölüm yeri
|
|
Babası
|
Alp Arslan (1029 - 15 Aralık, 1072) (ʿAdud
ad-Daula Abu Shudschaʿ Muhammed bin Davud Çağrı), Büyük Selçuklu Devleti'nin ikinci hükümdarı
olan Türk devlet adamı. Alp Arslan, Türklerin Orta Asya'dan Anadolu'ya
gelişlerini ve mücadelesini yöneten askerî komutan ve hükümdardır. Gerçek adı Muhammed olup,
daha çok unvanı olan Alp Arslanadıyla tanınmaktadır.
Büyük Selçuklu Devleti'nin kurucularından Horasan Valisi Çağrı
Beyin oğlu ve Selçuklu Sultanı Tuğrul
Bey´in yeğeni olan Alp Arslan, bu devletin kuruluş dönemindeki güç
koşullarda yetişti. Doğum tarihini çeşitli kaynaklar 1029 ile 1032yılları arasında
gösterir. Tarih yazarlarının çok yiğit bir savaşcı olarak tanımladıkları
hükümdar çok küçük yaşta ata binip ok atmayı öğrendi. İlk gençlik yıllarında
arkadaşlarından oluşan kendi birliğiyle katıldığı Dandanakan vb. savaşlardaki
başarısıyla dikkati çekti ve babasının ölümünden sonra Horasan valiliğini
üstlendi.
Tuğrul Bey 1063´de ölünce Selçuklu
ülkesinde taht kavgaları
başladı. Oğlu olmayan Tuğrul Bey, vasiyetinde Çağrı Bey'in oğullarından
Süleymanın tahta geçmesini vasiyet etmişti. Selçuklu veziri Amid ül-Mülk bu
vasiyeti yerine getirdi ve Rey kentinde Süleyman'ı sultan olarak tahta çıkardı.
Ancak Çağrı Bey'in öteki oğlu Alp Arslan ve Arslan Yabgunun oğlu Kutalmış ile
bazı emir ve şehzadeler Süleyman'ın sultanlığını tanımadılar. Kazvin şehrinde
Alp Arslan adına hutbe okundu. Kutalmış'ın Rey önüne gelerek şehri kuşatması
üzerine, vezir Amid-ül Mülk, Alp Arslan'dan yardım istediği gibi, hutbeyi de
onun adına okuttu. Kutalmış ise, Alp Arslan ile yaptığı Dameğan yakınlarındaki
savaşta hayatını kaybetti. Alp Arslan Rey şehrinde Selçuklu Devleti tahtına çıktı.
Daha sonra Amid ül-Mülk'ü azlederek, yerine Nizamülmülk'ü
tayin etti.[1]
İlk seferini Gürcistan ve Doğu Anadolu'ya yaptı. Bu seferde
oğlu Melikşah ve
veziri Nizamülmülk de bulunuyordu. Bizans'ın elinde bulunan Kars ve Ani bölgesine
kadar ilerleyerek buraları ele geçirdi. Bu fethi neticesinde Abbasi Halifesi Kaim bi-Emrillah, Sultan'a
"Ebu'-Feth" (Fetihlerin babası) lakabını vermiştir (1064).
1065 yılı sonlarında Üst-yurd ve Mangışlak taraflarına
bir sefer düzenledi. Bölgedeki Kıpçaklarla Türkmenleri idaresi altına aldı.
Dedesi Selçuk Bey'in Cend kentindeki
mezarını ziyaret edip,Merv kentine
döndü Mayıs 1066. 1067 yılında Kirman meliki olan kardeşi Kavurd'un isyanı
sebebiyle Kirman üzerine yürüdü. Melik Kavurd öncü kuvvetleri mağlup olduğu
zaman,kalesine çekildi ve bir elçi göndererek affedilmesini istedi. Sultan bu
isteği kabul ederek. Hatasına rağmen Kavurd'u affetmiştir ve Kirman Meliki
olarak kalmasına izin vermiştir. 1068 yılında
tekrar isyan eden Kavurd'un üzerine sefer düzenlese de ordudaki askerler
arasında Kavurd yandaşlarının olabileceği sezgisiyle geri çekilmiştir.
Anadolu'da ise Tuğrul
Bey tarafından yöneltilen Türkmen akınları devam etmekteydi
. Emir Afşin 1067 yılında Kayseri'yi ele geçirdi ve yağmaladı. Bunun
üzerine Bizans İmparatoru IV. Romanos Diogenes Türkleri Anadolu'dan
çıkartmak için 1068 yılında
sefer çıktı ve Haleb'e kadar ilerledi. Ancak bu hareket Türkler'in akınlarının
ilerlemesinde engel olmadı, hatta Amorium kenti
ele geçirildi. İmparator Romanos ikinci bir sefere çıktı ve bu sefer Fırat
nehri kenarına kadar ilerledi. Selçuklu akıncıları başka kollardan akınlara
devam ederek Malatya'ya hücum ettiler ve Konya'yı tahrip ettiler.
Sultan Alp Arslan 1067 yılında
ikinci defa Gürcistan seferine çıkmak zorunda kaldı. Gürcü kralı IV. Bagrat;
Alanlar ile birleşerek müslüman devleti olan Şeddadilerarazisine
girmiş Erran'ı istila ve yağma edip,Gence'ye kadar ilerlemişlerdi. Sultan Alp
Arslan 1067 yılında
Erran'a geldi Şeddâdî emiri Fazl ile Şîrvân emiri Ebu'l-Esvâr itaatlerini
bildirdikten sonra Gürcistan'a girdi, Şekki bölgesini aldı. IV. Bagrat ise,Selçuklular
ile savaşa cesaret edemeyerek kaçtı. Sultan, Gürcistan'ın her tarafına
akıncılar gönderip Tiflis'i feth etti. Sonuç olarak Bagrat aman dileyerek Alp
Arslan'a tâbi oldu.
Mekke Şerifi Muhammed b. Ebî Hâşim 1070 yılında Alp
Arslan'ın huzuruna gelerek, Mekke'de hutbenin Abbasi Halifesi
ve Selçuklu Sultanı adına okunduğunu bildirdi.
Sultan Alp Arslan, Fatımi devleti
veziri Nâsır ed-Devle b. Hamdân'dan aldığı bir davet üzerine adı geçen devleti
ortadan kaldırmak ve Mısır'ı ele geçirmek maksadıyla bir sefer düzenledi ve
önce Bizans topraklarına girdi. Sultan ilk olarak Malazgirt ve Erciş'i ele
geçirdi, Diyarbakır bölgesinde Süveyda(Siverek) ve Tulhum başta olmak üzere
birçok kaleleri ele geçirdi. Daha sonra 1071 yılında
Bizans hakimiyetindeki Urfa'yı kuşattıysa da başarılı olamadı. Urfa'dan Haleb'e
hareket eden Sultan burayı kuşatarak Mirdasoğullarından Mahmûd tarafından şehrin
anahtarlarını teslim aldı ve onu affederek makamını bağışladı. Şam'a yönelen
Sultan; Bizans imparatoru IV. Romanos Diogenes'un büyük bir ordu
toplayarak müslüman topraklarına sefere çıktığını haber aldı ve süratle geri
döndü. İki ordu Malazgirt ovasında karşılaştı. Sultan Alp Arslan komutasındaki
Selçuklu ordusu kendinden sayıca üstün olan Bizans ordusunu Hilal taktiğiyle
mağlup etti ve Bizans imparatoru IV. Romanos Diogenes'i esir aldı.[2][3]
Sultan Alp Arslan batıda olduğu kadar doğuda da topraklarını
genişletmeye çalışmıştı. Nitekim o zaman anlaşmazlığa düştüğü Karahanlılar üzerine
bir sefer düzenledi ve Ceyhun nehrini geçti. Ancak onun ölümü ile bu sefer
yarıda kaldı. Yusuf El Harezmi adlı
bir kale kumandanı Sultan'ı hançerleyerek ölümüne sebep oldu.
Bizans'la Savaş[
Alp Arslan ve esiri Bizans imparatoru Romen
Diyojen
1068'te Bizans İmparatorluğu'na karşı savaş ilan
ettikten sonra,kazandıkları savaşlar Türkler'i Ortadoğu'ya
doğru geri çevirmiş; bu başarılarBizanslılar'ı, Türkleri'i çıkarmak için Malazgirt'e
kadar getirmiştir. Alp Arslan 1071 yılında, Türk tarihinin
en önemli zaferlerinden biri olanMalazgirt Savaşı'nı kazanmıştır.
Bu dönemde Bizans bir nevi fetret
devri yaşamıştır. Alparslan, Bizans İmparatoru Romen
Diyojen'in canını bağışlamış, onu sadece yıllık vergiye bağlayıp bir süre
esir tutmuştur. Fidyesi ödenen Romen Diyojen ülkesine döndüğünde, tahtından
indirilmiş ve VII. Mikhail'in yeni bir Bizans imparatoru olarak
tahta çıkmış olduğunu görmüştür. Tahtını geri almak için yaptığı savaşlarda mağlup
düşmüş; kaçtığı Kilikya'da bir küçük kalede yakalanarak gözlerine mil çekilmiş;
İstanbul'a getirilmiş ve Proti adasında (Kınalıada'da)
sürgün edilmiştir. Gözlerinin kör edilmesinden dolayı oluşan yaranın
enfeksiyonu sonucu ölmüştür.[4] Bu
nedenle Malazgirt Savaşı sonunda esir Romen Diyojen'in imzaladığı vergi ödeme
vaadi geçersiz kalmıştır.
Alparslan, esir aldığı bir Karahanlı kale
komutanı ve sevdiği kız Hankonun babası Yusuf Harzemi tarafından 1072 yılında
şehit edilmiştir. Bazı kitaplara göre gene Alparslan'ın savaşta esir aldığı
Yusuf Harzemi tarafından öldürüldüğü söylenmektedir.
Türkmen takviminde 2002 yılından Temmuz 2008'e kadar Ağustos
ayı Alp Arslan olarak adlandırılmıştır.
2005 yılından bu yana Yusuf Halaçoğlu başkanlığında yapılan kazı ve
çalışmalarda mezarının Merv şehrinde olduğu tespit edilmiştir[5]
Kaynakça
- Merçil,
Erdoğan (2000). Müslüman
türk devletleri tarihi. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınevi.
ss. 52. ISBN 9751602319.
- Haldon,
John (2001). The
Byzantine wars : battles and campaigns of the Byzantine era.
Temptus: Stroud. ss. 180.ISBN 0752417959.
- Merçil,
Erdoğan (2000). Müslüman
türk devletleri tarihi. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınevi.
ss. 51,52,53,54,55. ISBN 9751602319.
- the
First Crusade, Steve Runciman, Cambridge
University Press, 1992
- Sultan
Alp Arslan'ın mezarının bulunuşu.
Dış bağlantılar
[1] Biyografi
- Köymen,
Mehmet Altay, (2001), Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi. Cilt 3.
Alp Arslan ve Zamanı, , Ankara:Türk Tarih Kurumu Yayınları ISBN
9799751604797.
Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Alp_Arslan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder