18 Kasım 2014 Salı

Metin Erksan

Metin Erksan ( 1929)
Türk sinemasının en iyisi: Susuz Yaz



14 Kasım 1914'te doğduğu kabul edilen Türk sinemasının 100’ncü yılı dolayısıyla düzenlenen etkinlikler kapsamında Yeşilçam’ın en iyi 10 filmi seçildi.

Kültür Bakanlığının düzenlediği yarışmada ilk üç sırayı Susuz Yaz ve Hababam Sınıfı ile Babam ve Oğlum filmleri aldı.

14 Kasım Türk sinemasının doğuşu olarak kabul ediliyor. Bu yıl bu tarih daha da büyük bir anlama sahip. Çünkü her birimizin hayatında derin izler bırakan, hala ilk kez seyrettiğimiz gün kadar bizi ağlatan, güldüren filmleri perdeye taşıyan Türk sineması 100 yaşında.

Bir asrı geride bırakan Türk sinemasının en iyi 10 filmi geçtiğimiz günlerde Kültür ve Turizm bakanlığının düzenlediği yarışma ile seçildi. Halkoylarıyla belirlenen bu filmler çekildikleri devrin adeta bir yansıması.

GÖNÜLLERDE TAHT KURDU
Çirkin Kral, Çiçek Abbas, Kanlı Nigar, Züğürt Ağa, bir asrı geride bırakan Türk sinemasının, beyaz perdede hayat bulan kahramanları. Kimilerinin çocukluk yıldızı, kimilerinin gençlik aşkı. Yeşilçam günlerinden renkli yıllara, her biri gönüllere taht kurdu.

100. yaşını kutlayan Türk sineması için yıl boyunca çeşitli etkinlikler düzenlendi. Kültür Bakanlığı'nın koordinasyonunda 100'den fazla üniversite ve sivil toplum kuruluşunca 300 film belirlendi. İnternet sitesinde kullanılan oylarla Türk sinemasının en iyi 10 filmi seçildi. 360 binden fazla oyla Türk sineması tarihinde en geniş katılımlı çalışmalardan birine imza atıldı.

BİRİNCİ SUSUZ YAZ FİLMİ
22 bin 582 oyla; su sıkıntısı çeken iki kardeşin suya muhtaç köy halkına gerçekçi yaklaşımını konu alan Metin Erksan imzalı Susuz Yaz, Türk sinemasının en iyi filmi oldu.

Karakterleri, müzikleri ve diyaloglarıyla yıllar geçse de unutulmayan bir klasik olan Hababam Sınıfı da ise ikinci oldu. Rıfat Ilgaz'ın eserinden Ertem Eğilmez tarafından perdeye taşınan film; hala aynı duygularla izlenen sayısız sahneyle Türk sinemaseverlerin kalbinde özel bir yere sahip.

Yönetmen Çağan Irmak'ın 1980 darbesi sürecinin etkilerini, bir çocuk, baba ve dede üçgeninde, duygusal biçimde ele alan ve yaklaşık 4 milyon seyirciyi sinema salonlarına çekmeyi başaran Babam ve Oğlum da 12 bin oyla üçüncü film seçildi.

EŞKİYA DÖRDÜNCÜ OLDU
1990'larda Türk sinemasının en göze çarpan filmlerinden olan Eşkıya da sinemaseverlerin oylarıyla en iyi dördüncü yapıt oldu. Aynı kadına âşık olan iki iyi dostun yıllar süren yürek acısını konu alan film, ülkenin politik ve sosyal durumuna tuttuğu aynayla da izleyiciyi etkilemişti.

Ankette oy kullananlar, Murat ve arkadaşı Halit'in emekle büyüttükleri Kahraman'ın kanser hastası olduğunu öğrenince, onun yegâne isteği olan televizyonu almak için her yolu denedikleri, yerli sinemanın içten örneklerinden Canım Kardeşim'i de unutmadı ve bu filmi beşinciliğe taşıdı.

İLK 10'A GİREN FİLMLER
Sinemaseverleri 'Sevgi Neydi?' sorusuna verilen, 'sevgi emekti' cevabıyla baş başa bırakan Selvi Boylum Al Yazmalım, kendi köylüleri tarafından dolandırılınca ağası olduğu köyü satışa çıkartan ve büyük şehre göç eden bir ağanın trajikomik hikâyesini anlatan Züğürt Ağa, Yılmaz Güney'in kaleme aldığı ve Türk sinemasının Cannes Film Festivali'ndeki ilk başarısı olan, sıkıyönetim yıllarında memleketlerine gitmek için yola düşen 5 mahkûmun öyküsünü konu alan Yol, "Zeki Müren de bizi görecek mi?" repliğini popüler kültüre kazandıran Vizontele ve Nuri Bilge Ceylan sinemasına Cannes'da jüri büyük ödülü kazandıran “Bir Zamanlar Anadolu'da yapıtı sinemaseverlerin oylarıyla Türk sinemasının en iyi 10 filmi arasına girmeyi başardı.

sondevir 17 Kasım 2014
KUZEY HABER AJANSI



sinema yönetmeni

İsmail Metin Erksan


1 Ocak 1929 tarihinde Çanakkale’de doğdu. İlk ve ortaöğrenimini İstanbul'da tamamladı. Pertevniyal Lisesi mezunu. 1947 yılından başlayarak çeşitli gazete ve dergilerde sinema yazıları yayınlanmaya başladı. Üniversite yıllarında sinemayla ilgilendi. 1950 yılında Atlas Film için Yusuf Ziya Ortaç'ın ‘Binnaz’ adlı filmini senaryolaştırarak sinemaya adımını attı. Film Mümtaz Yener tarafından çekildi.

1952 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü'nden mezun oldu. Aynı yıl "Dünya" gazetesinde Kamera takma adıyla film eleştirileri yazdı. Yine 1952 yılında Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun senaryosundan çektiği "Aşık Veysel'in Hayatı-Karanlık Dünya" ilk filmi oldu. Köy yaşamına gerçekçi bakışı ve şiirsel anlatımıyla yönetmenin siyasal duyarlılığını anlatan film sansürce yasaklandı. Yapımcı çeşitli sahneleri atıp kısaltarak ve Erksan'ın çekmediği sahneleri ekleyerek filmi bir yıl sonra gösterime soktu.

1957 yılında Dünya Havacıları Türkiye'de ve Büyük Menderes Vadisi isimli iki belgesel film yönetti. Daha da ileri giderek ilk filmi Karanlık Dünya ile halk ozanı Aşık Veysel’in yaşamını, filmin çekimlerini sanatçının köyünde gerçekleştirerek yarı-belgesel bir yaklaşımla perdeye getirdi.

1957'de çektiği ikinci filmi "Dokuz Dağın Efesi" ile büyük ilgi topladı. Daha sonra "Gecelerin Ötesi", "Yılanların Öcü", "Acı Hayat" gibi filmlerle toplumsal gerçekçilik türünde ürünler verdi. Sinemacılar Kuşağı’nın üç önemli temsilcisinden biri olarak adını duyurdu. "Susuz Yaz", "Suçlular Aramızda", "Sevmek Zamanı" ve "Kuyu" gibi filmlerle kendine özgü üslubunu geliştirdi. "Susuz Yaz" adlı filmi 1964'de Uluslararası Berlin Film Festivali'nde büyük ödül olan "Altın Ayı Ödülü"nü kazanarak Türk Sinemasının yurt dışında tanınmasına öncü oldu.

1974'de Türkiye'de ilk defa İDGSA Film Arşivi tarafından başlatılan eğitim çalışmalarına katıldı. Sinema Kursları'nda öğretmen olarak görev aldı.

1974 yılında Sait Faik Abasıyanık'ın "Müthiş Bir Tren", Kenan Hulusi'nin "Sazlık", Samet Ağaoğlu'nun "Bir İntihar", Sabahattin Ali'nin "Hanende Melek" ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Geçmiş Zaman Elbiseleri" adlı öykülerini, TRT Kurumu adına "Beş Türk Hikayesi" ismiyle yönetti.

1975'den itibaren İDGSA Sinema-TV Enstitüsü'nde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. 1981 yılında TRT adına sinema alanındaki son çalışması olan "Preveze'den Önce" adlı diziyi gerçekleştirdi. Çeşitli dergi ve gazetelerde yazılar yazdı.

Çalışmaları özellikle yurt dışında büyük ilgi gördü. Bir çok festivalde çeşitli ödüller kazandı. Adına toplu gösteriler, film haftaları düzenlendi. 1997'de Mimar Sinan Üniversitesi Senatosu kararı ile "Onursal Profesörlük" unvanı verildi.

4 Ağustos 2012 tarihinde İstanbul'da vefat etti.

7 Ağustos 2012 tarihinde Teşvikiye Camii'nde kılınan cenaze namazından sonra Boğaziçi Üniversitesi Şehitlik Tepesi'ndeki aile kabristanına defnedildi.


KİTAPLARI:

*Atatürk Filmi

*Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Avrupa Birliği Üyesi Olmak Hakkı ve İsteğinin Tarihsel Kaynakları

*Mare Nostrum (Bizim Deniz-Yunan Sorunu)



AİLESİ:
Çetin KARAMANBEY'in kardeşi, kameraman Mengü YEĞİN'in dayısıdır.



YÖNETTİĞİ FİLMLER:

Aşık Veysel'in Hayatı / Karanlık Dünya - 1952
Dokuz Dağın Efesi - 1953
Beyaz Cehennem - 1954
Yol Palas Cinayeti - 1955
Ölmüş Bir Kadının Evrak- ı Metrukesi - 1956
Gelinin Muradı - 1957
Hicran Yarası - 1958
Gecelerin Ötesi - 1960
Şoför Nebahat - 1960
Mahalle Arkadaşları - 1961
Oy Farfara Farfara - 1961
Acı Hayat - 1962
Çifte Kumrular - 1962
Sahte Nikah - 1962
Yılanların Öcü - 1962
Susuz Yaz - 1963
İstanbul Kaldırımları - 1964
Suçlular Aramızda - 1964
Sevmek Zamanı - 1966
Ölmeyen Aşk - 1966
Ayrılsak da Beraberiz - 1967 / Metin ERKSAN, Muzaffer ASLAN
Kuyu - 1968
Ateşli Çingene - 1969
Reyhan - 1969
Yılın Kadını Değil - 1969
Eyvah - 1970
Sevenler Ölmez - 1970
Feride - 1971
Hicran - 1971
Makber - 1971
Keloğlan ve Can Kız - 1972
Süreyya - 1972
Dağdan İnme - 1973
Şeytan - 1974
Kadın Hamlet / İntikam Meleği - 1976
Sensiz Yaşayamam - 1979
Ödeşme - Zeynep Direr KUYU, Metin ERKSAN

YÖNETMENLİĞİNİ YAPTIĞI BELGESEL FİLMLER
Karanlık Dünya (Aşık Veysel'in Hayatı) - 1952
Metin Erksan daha da ileri giderek ilk filmi Karanlık Dünya ile halk ozanı Aşık Veysel’in yaşamını, filmin çekimlerini sanatçının köyünde gerçekleştirerek yarı-belgesel bir yaklaşımla perdeye getirmişti.

Dünya Havacıları Türkiye'de - 1957
Nehir ve Uygarlık - 1959
İstanbul -
Atatürk ve Ankara -
İzmir -
Boğaziçi Köprüsü -

YÖNETMENLİĞİNİ YAPTIĞI TELEVİZYON DİZİLERİ
Beş Türk Hikayesi - 1976
Preveze Öncesi - 1981

KATILDIĞI FESTİVALLER VE ÖDÜLLERİ
Dokuz Dağın Efesi
1. Türk Filmleri Festivali, Jüri Özel Ödülü 1959

Gecelerin Ötesi
2. Türk Filmleri Festivali, En Başarılı Senaryo Ödülü 1959
Sinema Dergisi, En Başarılı Yönetmen Ödülü 1959
Sinema Dergisi, En İyi Film Ödülü 1959
Türk Filmleri Yarışması, Metin Erksan, En İyi Senaryo Ödülü. 1961
Türk Filmleri Yarışması, Kadir Savun, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü. 1961

Yılanların Öcü
Sinema Yazarları, 1961 / 1962 döneminin En Başarılı Yönetmen Ödülü 1962
Tunus Kartaca Film Festivali'nde Şeref Madalyası Ödülü 1966

Susuz Yaz
Berlin Film Festivali Altın Ayı ( Uluslararası Arenada İlk Ödül Alan Türk Filmi ) 1964

Acı Hayat
Sinema Yazarlarınca Yılın Filmi Ödülü 1964

Suçlular Aramızda
2. İzmir Film Şenliğinde En İyi Yönetmen Ödülü 1965
Milano Film Festivali'nde En İyi Sosyal İçerikli Film Ödülü 1965

Kuyu
1. Adana Film Şenliğinde En Başarılı Film Ödülü 1969
1. Adana Film Şenliğinde En Başarılı Yönetmen Ödülü 1969

3. Ankara Film Festivalinde Emek Ödülü 1990
  

HABER

ERKSAN'ın Sineması, Çınaraltı Sohbetleri'nde

İLESAM İstanbul Şubesi'nin Çınaraltı Sohbetleri'nde Prof.Dr. Kurtuluş KAYALI, Birsen ALTINER ve Mehmet GENÇ "Sineması ve Düşüncesiyle
Metin ERKSAN"ı *anlatacaklar.

Metin ERKSAN'ın Türk düşünce hayatındaki yerinden hareketle sinemasını değerlendirecek olan Prof.Dr. Kurtuluş KAYALI, Ankara Üniversitesi Dil ve
Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi olup Yönetmenler Çerçevesinde Türk Sineması, Metin Erksan Sinemasını Okumayı Denemek isimli eserlerin de yazarıdır. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi olan Birsen ALTINER ise Metin Erksan Sineması isimli eseri kaleme almıştır. Programda iktisat tarihçisi Mehmet GENÇ ise yakın dostu Metin ERKSAN'ı dinleyicilere anlatacaktır.



HAKKINDA YAZILANLAR

Ve suretler dökülür zamanın sularına
M. NEDİM HAZAR
Zaman 5 Ağustos 2012

Türk sinemasının kurucu yönetmenlerinden Metin Erksan, 83 yaşında hayata veda etti. Âşık Veysel'in hayatını anlattığı 'Karanlık Dünya' ile 1952'de sinemaya adım atan yönetmen; sinema tarihine Yılanların Öcü, Acı Hayat, Susuz Yaz, Sevmek Zamanı ve Kuyu gibi unutulmaz filmler armağan etti.Kim ne derse desin, Osmanlı Devleti'nin sanata bakışı ile ilgili çok önemli bir örnektir sinema. Keşfinden hemen sonra ülke topraklarına gelişi, sinema sanatının özelliklerinden (elektrik, gösterim cihazı, salon) dolayı belirli bir kesimin tasarrufunda kalmasıyla uzun yıllar boyu gelişmesini tamamlayamadı ve bu sanat alanında 'yerli' bir dil oluşması ne yazık ki gecikti. Sinema, sadece tüketim anlamında değil üretim anlamında da gerçek manada eserler verebilmek için 1950'li yılları beklemek durumunda kalmıştı. Lütfi Ömer Akad, Atıf Yılmaz, Metin Erksan ve Halit Refiğ gibi isimlerin bu sektöre girmesiyle başlayan döneme bu yüzden 'Yönetmenler Çağı' diyoruz.

Türk sinemasının biçimsel açıdan özgün ustalarından biri olan Erksan, sinema tarihine 'ilk gerçekçi köy filmi' olarak geçecek 'Karanlık Dünya'nın yönetmeniydi. Çiçek hastalığı salgını sırasında küçük yaşta gözlerini kaybeden halk ozanı Âşık Veysel'in hayatını anlatan 'Karanlık Dünya' o güne kadar can yakıcı boyutta kendini hissettirmeyen bir muhalif kavram ile karşılaştı: Sansür! Erksan'ın bu ilk filmi başta ismi olmak üzere, içerdiği birçok sahneden dolayı sakıncalı bulunmuş yönetmeninden izinsiz, yapımcı tarafından sonradan eklenen sahneler ile ancak gösterime girebilmişti.

1957'de çektiği ikinci filmi 'Dokuz Dağın Efesi' ile büyük ilgi toplayan Erksan, daha sonra Gecelerin Ötesi, Yılanların Öcü, Acı Hayat gibi filmlerle toplumsal gerçekçilik türünde ürünler verdi ve 'Sinemacılar Kuşağı'nın üç önemli temsilcisinden biri olarak adını duyurdu. Susuz Yaz, Suçlular Aramızda, Sevmek Zamanı ve Kuyu gibi filmlerle kendine özgü üslubunu geliştiren sinemacılar kuşağının bu ikinci ustası, Susuz Yaz ile 1964'te Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı Ödülü'nü kazanarak Türk sinemasının yurtdışında tanınmasına öncü oldu.

1974 yılında Sait Faik Abasıyanık'ın 'Müthiş Bir Tren', Kenan Hulusi'nin 'Sazlık', Samet Ağaoğlu'nun 'Bir İntihar', Sabahattin Ali'nin 'Hanende Melek' ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ın 'Geçmiş Zaman Elbiseleri' adlı öykülerini, TRT adına Beş Türk Hikayesi ismiyle yönetti. Metin Erksan'ın dünyasının ve sinema dilinin güçlü izlerini taşıyan bu filmler, farklı değerlendirmelere ve tartışmalara yol açmıştı. 1963'te Mimar Sinan Üniversitesi bünyesindeki Devlet Film Arşivi'nin kurulmasına öncülük etti. 1975'te aynı üniversitede sinema öğretiminin başlamasının arkasındaki isim de Erksan'dı. Yaklaşık 30 yıl başta bu üniversite olmak üzere çeşitli yerlerde 'Sinema Kuramı' adı altında sinema ve film dersleri verdi.

Özellikle Sevmek Zamanı, Türk sinema tarihi için çok önemli bir filmdi. Boya işçisi Halil'in bir resme duyduğu aşk ile gerçek aşkı irdeleyen film, birçok otorite tarafından en iyi Türk filmi olarak kabul ediliyor. Sağlık sorunları nedeniyle bir süredir hastanede tedavi gören Erksan, 83 yaşında hayata veda etti. Sevmek Zamanı'ndaki kahramanına söylettiği şu cümle, yönetmenin derinliği hakkında yeterince fikir verecek nitelikte: "Sen dostlukların, aşkların kolay mı kurulduğunu, kolay mı sürdürüldüğünü sanıyorsun? Resminle ilk karşılaşmamızı dün gibi hatırlarım. Elbiselerim eskiydi, kirliydim, sakallarım uzamıştı. Birden bana iyilikle, sevgiyle bakan bir yüz gördüm. İnanamadım... İkinci kez zorlukla baktım resmine. Gene iyilik, gene sevgi vardı gözlerinde. Nihayet değişmezi bulmuştum. Resmin benim içime bakıyordu. Benim kendimi görüyordu. Bana hep dostlukla, iyilikle, sevgiyle baktı."

Allah rahmet eylesin.

Hülya Koçyiğit: Benim ilk öğretmenimdi

Benim sinemadaki ilk öğretmenimdi. Sinemamızın kurucularından; gerçek bir sinema adamı, entelektüel. Türk sineması için hayatı boyunca ödün vermeden çalıştı. Özellikle sanat tarihi konusundaki bilgisiyle talebeler yetiştirdi. Türk sinemasını seven ve onun içinde olmak isteyen gençlerin Metin Erksan'ın filmlerini tekrar tekrar izlemesi gerekir. Filmleriyle nice yönetmenlere ilham kaynağı oldu. Sadece Türk sineması için değil, Türk kültür dünyası için de büyük, çok büyük bir kayıp.
  

HABER

Yönetmenler çağının ustası
7 Ağustos 2012

Teşvikiye Camii'nde kılınan cenaze namazından sonra Boğaziçi Üniversitesi Şehitlik Tepesi'ndeki aile kabristanına defnedildi.


HABER

Ünlü yönetmen Metin Erksan'ı kaybettik
4 Ağustos 2012

Türk sinemasının önemli eserlerine imza atan ünlü yönetmen Metin Erksan, 83 yaşında İstanbul'da vefat etti.

Erksan, rahatsızlığı dolayısıyla tedavi gördüğü Bahçelievler MedicalPark Hastanesi’nde 4 Ağustos 2012 tarihinde akşam hayatını kaybetti.


HABER

Erksan, mirasını asistanına bırakmış
26 Aralık 2012


Ağustos ayında 83 yaşında hayatını kaybeden Yönetmen Metin Erksan'ın, tüm mal varlığını, yazı, kitap ve filmlerinin tüm yasal ve hukuki haklarını, 'değerli öğrencim, evladım, kızım, can yoldaşım' dediği asistanı Zeynep Özlem Havuzlu'na (39) bıraktığı ortaya çıktı.

Kaynak: http://www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=355

FİLMLERİ
http://www.sinematurk.com/kisi/1774-metin-erksan/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder