Türk Büyükleri Günü

Bir ulusun tarihi o ulusunu dünya üzerindeki yaptıklarıyla doğrudan ilintilidir, Yüzlerce yıldır dünya tarihine, siyasetine, sanatına yön veren ulusumuzun tarihi bütün insanlarımızın göğsünü kabartmaktadır, Bu varsıl geçmişten yoksul geleceğe mi gideceğiz diye insan sormadan edemiyor, Dünya tarihine kazandırdığı bilim, sanat, siyaset, devlet adamlarıyla karanlık orta çağı aydınlatıp günümüze uygarlığın gelmesinde büyük emekleri olan atalarımızın yaptıklarını bizler yeterince yapamamaktayız, Dünya Türk büyükleri gününde en azından onların adlarını saymaya kalksak kaçımız kaç isim sayabiliriz ki? 20 yüzyıldan kaç bilim insanı ya da sanatçıyı dünya insanlarına armağan etmişiz? Son büyük deha olarak bütün dünya Atatürk´ü göstermektedir,
Geçmişinde önemli değerleri yetiştiren bir ulusun evlatları olarak günümüzde bizler atalarımızın bıraktığı hizmet bayrağını daha yüksekleri çekmemiz gerekirken maalesef yükseltememekteyiz, Bu gün sadece Türk Büyükleri gününü kutlamak zorunda kalmaktayız, Oysa çağdaş dünyaya yön veren nice yaşayan değere sahip olmamız gerekmekteydi, Bu anlamda dünyanın biraz gerisinde kalmışız, Hizmet yarışında yarın geç olacağı için bugünden çalışmaya başlamalıyız ki genç kuşaklar Türk Büyükleri gününde binlerce yıl önceki değerleri söyleyip durmasınlar, Oktay Sinanoğlu´nun Bye, Bye Türkçe adlı kitabının başında bir düşünden söz eder, (Düşü yazmıyorum meraklısı açıp okusun) bu düşün gerçek olacağına inanan bir Türk insanı olarak gelecek günlerin aydınlığına inanmaktayız, Büyük Atatürk´ün dediği gibi ”muhtaç olduğum kudret damarlarımdaki asil kanda mevcuttur” yeterki bu kanı bir tetikleyelim, Yarın bilimde, sanatta, sporda, siyasette, ekonomide, eğitimde dünyaya yön veren binlerce Türk aydını çıkacaktır, Arkasından da onları destekleyen yeni Mimar Sinanlar, Biruniler, Ali Kuşçular, Uluğ Beyler, İbn-i Sinalar, Dede Korkutlar, Kaşkarlı Mahmutlar, Cahit Arflar, Yaşar Doğular, Naim Süleymanoğluları, Halil Mutlular gelecektir, Bu hizmet bayrağı hiç yere düşmeyecektir, Çünkü geçmişte yapabildiklerimizi biliyoruz, Bu yapabildiklerimizi kendimize rehber aldıkça gelecekte de başarıya mutlaka ulaşacağızdır,
Türk büyükleri günü bir çağı kapatıp başka bir çağı başlatan Türk dehası Fatih sultan Mehmet Han´ın İstanbul´u aldığı gün olan 29 Mayısa verilmiştir, O Fatih ki karanlık bir çağı sonlandırmış, İnsanlığa bilimin öncülüğünü yol gösterici olarak benimsetmiştir, Her türlü değerin üstüne eğitimi, eğitimciyi koymuştur, Hocasına olan saygısını padişahlık makamından üstün saymış, Dünya padişahlığı makamı unvanının hocasının karsında kullanmamış, Bilim ki böylesine kutsaldır, Hiçbir makam bilimin eğitimin önüne geçemez, Unutmayalım ki bu günün öğrencileri yarının hangi bilim insanları olacaklarını bilemeyiz, Türk Büyükleri gününde geçmişte bizlere bu güzel vatanı armağan eden bütün Türk büyüklerine bir kez daha minnettarlığımızı gösterelim, Onlara söz verelim, Daha çok çalışacağız, daha çok eğitim alacağız, daha çok okuyacağız, Bunları yaptıktan sonra gerisi gelecektir, Pek yakın zamanda göreceğiz ki dünya yönetiminde birçok Türk olacaktır, Ama o makamlara ulaşıncaya kadar gerçekten çok çalışmalıyız, Bu günün gençleri kendinizi hep yarının DÜNYANIN HANI olacak gibi donatın, Unutmayın hayali küçük olanın dünyası da küçük olur. Hayali büyük olanın dünyası da yaşamı da büyük olur,
Bizlere bu güzel yurdu armağan eden bütün büyüklerimizin anısı önünde saygıyla eğiliyoruz, Sizler bizlerin yol göstericisisiniz,

Unutulunca şehitler, uyuyordu tüm millet
 Recep Çelik
Bozuk düzen tüm değerleri bozuk para gibi harcıyor. Adı kuruş olmuş lira olmuş fark etmez. Kaç sıfırı az ya da fazla ne değişir. Ülkesi için canını verirdi. Çok değerliydi... Allah rahmet eylesin. Son söz buydu.
Işıktan korkanlar, aydınlıktan ürkenler iş işten geçtikten sonra genelde idi diyor.
-Çok değerli idi
-Çok büyük bir insan idi
-Çok başarılı ve çalışkan idi...
-Kahraman idi...
Adam olanı bozuk para gibi harcamasını bilenler.
Başarılı ve çalışkan olandan çekinenler.
Başımıza gelecekte bela olur. Önümüze çıkmasın.
En iyisi fazla ortalıkta gözükmesin. Şöyle bir kenarda dursun.
Millet adını duymasın, görmesin ve unutsun.
Çok büyük insan idi. Çok büyük idareci idi. Örnek birisi idi. Çok süper idi.
Ama asla önemli yerlerde önemli görevlere gelmemeli idi.
Niçin?
Ne olur ne olmaz idi.
Bunun adı; Işıktan korkmak. Başarılıdan ürkmek. Çalışkandan çekinmek idi.
Karanlığı aydınlatacak bir yapıda mı? Söz verince gerçekleştirmek için gece gündüz çalışır mı?
Millete güven mi veriyor? Yamukluğu ve zikzak yapmayı sevmiyor mu?
İlk fırsatta çal çamuru karala.
Niçin?
Çünkü; karanlık aydınlıktan kaçar.
Işıktan korkanlar ışığı karalamak için her yola başvurur. Birilerinin eline de ampulü tutuşturur. Vatandaşı fırıldakların peşine koşturur. Avrupa’da 32 etnikçi Türkiyelilikçi, Malazgirt’te, Söğütte Türk Tarihinden mirasından dem vuranlara medet umdurur.
Her dönemde moda karalamaları vardır. Kara propagandacıların moda karalamaları. Bu günlerin moda karalaması “çal çamuru izi kalsın.”
Bir dönem de “faşizm” moda karalaması yapılırdı. Önüne gelene “faşist “ damgası vurulurdu.
Vatandaş soruyordu ”Bize faşist diyorlar faşist ne demek?”
Ne faşist diyen ne de faşist denilen bunun ne anlama geldiğini bilmiyordu.
İthal ideolojilerce kiralananlar, ithal kelimeler ile saldırıyordu.
MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davasında Başbuğ ”Faşizmle başlayan faşizmle biten bir iddianame hazırlanmış” diye mahkemede savcılara veryansın ediyordu. Garipti ki ülkücülere faşist diyenler, ülkücüleri yargılayanlara da, darbe yapıp yönetime el koyanlara da faşist diyordu. Düzmece iddianameler ile Türk’ün vatanında Türk Milliyetçiliği yargılanıyordu.
Moda sözcük buydu. Faşist dedin mi iş biterdi.
Kelle avcıları için iyi bir sebepti.
Vampirler kana doymazdı. Işıktan, aydınlıktan korkardı.
Kim ışık saçacak ise karanlık aydınlanmadan yok edilmeliydi.
Genceciktiler kalleş tuzaklarda şehit düştüler.
Genceciktiler darağaçlarına gittiler.
Namertlerin gözünde faşisttiler.
Vatanseverlerin gönlünde ise ülkücü yiğittiler.
Ülkeleri için kendilerini feda ettiler. Yusufiyelerde ömür tükettiler. Sene 2003 olmuş hâlâ da tüketmekteler.
Bölücüler eve dönüşte, bölücülerle savaşanlar hapiste.
Oyun bitti mi? Asıl, darağacında asılması gereken bölücülerin posterleri, duvarlarda asılıyor. Darağacında asıl, sallanması gerekenlerin posterleri yürüyüşler de sallanıyor.
Ülkesi için şehit olanların ismini, simasını bilen yok.
Unutulunca şehitler. Uyuyordu tüm millet.

Türk Milleti ya harekete geçecek ya da her şeyinden vazgeçecek. Durmak değil, milliyetçi ülkücülere hareket yakışır. Gün ülkücü hareket vaktidir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder