3 Mayıs 2011 Salı

Güzelgöz, Mustafa

Nevşehir'de eşek sırtında köylere kitap götürerek halkın bilgilenmesine katkıda bulunan ve "Merkepli Kütüphaneci" lakabıyla tanınan Mustafa Güzelgöz'ün 1950'li yıllarda genç bir kütüphaneci olarak Ürgüp Tahsinağa Kütüphanesi'nde göreve başlayaarak, yöre halkına daha fazla hizmet verebilmek için yoğun bir çaba harcadı. Güzelgöz, alınan 5 merkep ve 2 katır ile ulaşılması çok zor ve engebeli yolları aşarak, kütüphaneden aldığı kitapları Ürgüp İlçesi ile Kayseri'nin Yeşilhisar ve İncesu ilçelerine bağlı köylerdeki vatandaşlara ulaştırarak, onların bilgilenmelerine yardımcı oldu.

"Merkepli kütüphaneci" olarak anılmaya başlayan Güzelgöz, merkezi ABD'de bulunan The Lane Eryant Internatıonal Volunteer Citation tarafından 1963 yılında düzenlenen ve 77 ülkeden adayların bulunduğu yarışmada, eğitime yaptığı katkılardan dolayı dünya birinciliğine layık görüldü ve köylere kitap ulaştırılmasını kolaylaştırmak için bir cip hediye edildi.Güzelgöz, 1993 yılında da dönemin Kültür Bakanı Fikri Sağlar tarafından, Türk Kütüphaneciliği'ne yaptığı katkılar nedeniyle ödüllendirilmişti. 84 yaşında (17 Şubat 2005 ) solunum yetmezliğine bağlı kalp rahatsızlığı nedeniyle vefat etti.

Hulki Cevizoğlu'ndan Mustafa GÜZELGÖZ Hakkında...


'Kendi çıkarlarını düşünmeden başkalarının mutluluğu için kendini vakfetmenin herhangi bir yere veya kişiye sınırlı olmadığı gerçeğini bilerek...'

Böyle başlıyor uluslararası ödülün takdirnamesi.

Bu iki satırlık giriş yazısında ne çok gerçek gizli değil mi?

'Kendi çıkarlarını düşünmeden...'

'Başkalarının mutluluğu için...'

'Kendini vakfederek...'

'Herhangi bir yere ve kişiye bağlı ve sınırlı olmadan...'


Bu sözler, günümüzden çok çok önce, ta 1963'de 'İnsanlık hizmetindeki bir gönüllüye', hem de bir 'Türk'e' söyleniyor ve 'dünya kültür ve insanlık tarihinin' kayıtlarına geçiyor.

Ama, Türkiye'nin kültür ve insanlık kayıtlarında yeterince 'korunuyor mu', bilmiyorum. Daha doğrusu 'biliniyor mu', onu da bilmiyorum.

BAŞKALARININ MUTLULUĞU İÇİN

Daha önce yazmıştım. Bir 'Eşekli Kütüphaneci' vardı.

Adı Mustafa Güzelgöz.

Tam bir canlı tarih.

'Başkalarının mutluluğu için' çalışan 'İnsanlık hizmetinde bir gönüllü' o.

Eşek ve katır sırtına yüklediği iki kasa içinde binlerce kitabı, hiçbir karşılık beklemeden, 'bedava' köylere taşımış, çocukları ve kadınları (kahvehanelerde pinekleyen erkeklerle birlikte) kütüphanelere çekmiş.

Kütüphane dediğimiz de, o dönemin (bugün bile değiştiğini sanmıyorum) taş taş üstüne konarak inşa edilmiş, eğreti binaları. Kimi köylerde ise ağıllardan bozma tek odalı binalar...

Karda kışta kitap taşıdığı merkebinin kuyruğunu kışın kurtlar yemiş. O günün büyük gazetelerine haber olmuş.

ÖRNEK BİR İNSANLIK GÖNÜLLÜSÜ

Bugün bile 'kendi çıkarlarını düşünmeden' ülke hizmetinde olmasını beklediğimiz, bir 'insanlık gönüllüsü' aramıyor muyuz?..

'Başkalarının mutluluğu için', yani 'Türk halkının mutluluğu için' çalışacak, hizmet sadece hizmet diye koşacak bir insanın özlemini duymuyor muyuz?..

İşte 1963'deki bu büyük 'İnsanlık Gönüllüsü' Mustafa Güzelgöz hakkında, Dünya Birinciliği Ödülü veren Komite'nin değerlendirmesi:

'(...) Katır Türkiye'de Ürgüp Kazası'nda bulunan seyyar bir kütüphaneye aittir. Bu kütüphanenin 7 katırı ve 3 atı vardır.

Bütün personeli ile bu kütüphane civarındaki 36 köye hizmet etmektedir. İlk seyyar kütüphanenin kuruluşundan bu yana diğer 9'u, daha önceden arzularını kültür edinmek ve öğrenmekle tatmin yolunu bilmeyen köylülerin bilgi yönündeki bu susuzluğunu gidermek amacı ile Ürgüp halkına kitap vermeye hummalı bir şekilde gayret etmektedirler.

Kütüphaneyi ta halkın ayağına götürmek gibi emsalsiz ve kullanışlı olan bu metot 1946 yılında Ürgüp Kütüphanesi'ne genç bir eleman olarak giren Mustafa Güzelgöz'ün fikridir. (...)

Bu okuma programı sebatla yerleştirildikten sonra Güzelgöz köylülerini bir araya getirmek için bir aktiviteye ihtiyaç olduğuna ve bunun tahakkukuna karar verdi. Derhal mahalli kadınların kütüphaneye gelerek sosyal bir aktiflik içinde dikiş dikmek gayesi ile birleşmelerini temin için dikiş makineleri alarak onların bu yöndeki ilgilerini çekti. Köylülerin çalışarak 500 ton şarap yapabilme imkanını sağlayacak bir şarap fabrikası vücuda getirdi ve beş köyde de beş spor kulübü tesis etti.

Mustafa Güzelgöz yalnız Ürgüp halkı arasında öğrenme ve kültürel ilgileri teşvikle kalmadı. Bunun yanında bir kitapta harika mucize ve kullanışlı bilgileri asla bulamayacak olan halkı için o kütüphaneleri kültürel ve sosyal merkezler haline getirdi.'

Hani dünyaca ünlü 'Garcia'ya mektup' öyküsü vardır.

Bizim Mustafa Güzelgöz'ün öyküsü, Garcia'ya 'bir tek mektup' değil, '200 bin kitabın' öyküsüdür!...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder