29 Nisan 2011 Cuma

Gürsey, Feza

Feza Gürsey (1921-1992)

1940'ta Galatasaray Lisesini bitiren Gürsey 1940-44 arasinda Istanbul Universitesi Fen Fakültesinde (IÜFF) fizik ögrenimi gördü. Daha sonra Ingiltere'ye gitti ve 1950'de Londra Universite'sine bagli imparatorluk bilim ve teknoloji yüksek okulu'nda doktora çalismasini tamamlayarak Türkiye'ye döndü.

1951'de IÜFF'ye genel fizik asistani olarak giren Gürsey, 1957'de ABD'ye giderek Brookhaven Ulusal Laboratuvari'nda ve 1958-60 arasinda Princeton Universite si'nde arastirmalar yapti.1960-61 yillarinda konuk yardimci profesör olarak Columbia Universite' sinde dersler verdi. Ve daha sonra Türkiye'ye dönerek 1961'de Orta Dogu Teknik Universitesi'nin(O.D.T.Ü) Teorik Fizik Bölümü' nde Profesör oldu. 1963'te yeniden ABD'ye giden Gürsey 1963-67 arasinda Yüksek Arastirma Enstütüsü'nde ve Yale Universite'sinde konuk profesör olarak dersler verdi. 1974'te O.D.T.Ü'den ayrilarak Yale Universitesi'ne geçti. Ve 1977'de Josiah Willard Gibbs adina kurulan kürsünün profesörlügüne atandi.
Feza Gürsey kuramsal fizik alnindaki çalismalarini atom çekirdegini olusturan parçaciklar arasindaki temel etkilesmelerin ve bu parçaciklarin iç yapisinin incelenmesi üzerinde yogunlastirdi. Temel parçaciklarin spinlerini inceledi. 1960'ta SU(2) X SU(2) bakisim grubunun lineer olmayan gösterimlerini gelistirdi. 1964'te Italyan fizikçi Radicati ile birlikte çalisarak, çekirdek kuvetlerinin, spin ve izospinin yanisira Gell-Mann ve Neeman'in önerdigi SU(3) grubunda etkin olan acayiplik'ten de bagimsiz oldugunu ifade eden SU(6) bakisim grubunu ortaya atti. 1974-76 arasinda M.Günaydin ile birlikte yaptigi çalismalarda o güne degin fizikte bulunmayacagi sanilan ayricalikli gruplarin belirleyebilecegi bakisimlari arastiran Gürsey, kromodinamik ve elektromagnetik etkilesme yapan renkli kuvarklar ile zayif(süresi 10 saniyeden uzun) ve elektromagnetik etkilesme yapan elektron, müon ve notrinolar gibi leptonlari biraraya toplayan bilesik bir E6 grubunun içerdigi oktonyon cebrinin renk dinamigiyle ilgisi oldugunu gösterdi. 1976'da da bu grubun bir bilesik grup olabilecegini önerdi. Gürsey'in bu çalismalari 1968'de TUBITAK Bilim Ödülü, 1977'de Oppenheimer Ödülü,1979'da Einstein Madalya'si, 1981'de New York Akademisi'nin Morrison Ödülü, ayni yil Istanbul Universitesi'nin madalyasi ve onur doktorlugu unvanini ve 1987'de Grup kurami vakfinin Wigner madalyasiyla ödüllendirilmistir. 1992 yilina kadar kaldigi Yale'de isgal ettigi kürsüyü ise Gibbs, Onsager ve Lamb gibi Nobel Ödüllü kisilerle paylasiyordu. Ancak Gürsey, yine de sik araliklarla Türkiye'ye dönüyor ve buradaki bilimsel aktivitelerinden vazgeçmemekte direniyordu.
"Türkiye'ye gelislerinde çesitli üniversitelerde seminerler veriyordu. Nisan'da vefat etti; ondan önceki Aralik'ta Türkiye'deydi. ODTÜ'de, Bilkent'te, Edirne'de seminerler verdi. Yani o kötü hastaligina ragmen, ölmeden dört ay önce buralarda gezdi. Ölecegini biliyordu. Bunun için de kafasindaki bütün problemleri tamamlamak ihtiyaci içerisindeydi. Bir ara konusurken 'bu yil on tane yayin yapabildim,' dedi. Bu Feza'nin tavri degildi. Ortalama yilda dört-bes yayin yapardi; problemlerini, biten yayinlarini senelere dagitirdi," diye anlatiyor Prof Gürses.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder