28 Nisan 2011 Perşembe

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Yakup Kadri Karaosmanoğlu

27 Mart 1889'da Kahire'de doğdu. İlköğrenimine ailesiyle birlikte gittiği Manisa'da başladı. 1903'te İzmir İdadisi'ne girdi. Babasının ölümünden sonra annesiyle yine Mısır'a döndü, öğrenimini İskenderiye'deki bir Fransız okulunda tamamladı. 1908'de başladığı İstanbul Hukuk Mektebi'ni bitirmedi. 1909'da arkadaşı Şehabettin Süleyman aracılığıyla Fecr-i Âti topluluğuna katıldı. 1916'da tedavi olmak için gittiği İsviçre'de üç yıl kadar kaldı. Mütareke yıllarında İkdam gazetesindeki yazılarıyla Kurtuluş Savaşı'nı destekledi. 1921'de Ankara'ya çağrıldı ve bazı görevler verildi.

1923'te Mardin, 1931'de Manisa milletvekili oldu. Bir yandan da gazeteciliğini ve roman yazarlığını sürdürdü. Kadro Dergisi 1932'de Vedat Nedim Tör, Şevket Süreyya Aydemir, Burhan Asaf Belge ve İsmail Hüsrev Tökin ile birlikte Kadro dergisinin kurucuları arasında yer aldı. Savunduğu bazı görüşler aşırı bulunduğu için Kadro dergisinin 1934'te yayımına son vermek zorunda kalmasından sonra Tiran elçiliğine atandı. Daha sonra 1935'te Prag, 1939'da La Haye, 1942'de Bern, 1949'da Tahran ve 1951'de yine Bern elçiliklerine getirildi. 27 Mayıs 1960'tan sonra Kurucu Meclis üyeliğine seçildi. Siyasal hayatının son görevi 1961-1965 arasındaki Manisa milletvekilliği oldu. 13 Aralık 1974'te Ankara'da öldü.

Yazı Hayatı

Karaosmanoğlu yazarlığa Ümit, Servet-i Fünun, Resimli Kitap gibi dergilerde başladı. Fecr-i Âticiler'in "sanat şahsî ve muhteremdir" görüşünü paylaştığı ve "sanat için sanat" yaptığı bu ilk döneminde Nirvana adlı bir oyun, makaleler, denemeler, düzyazı şiirler ve öyküler yazdı. Balkan Savaşı ve I. Dünya Savaşı sırasında ülkenin durumu, sanat anlayışını değiştirmesine yol açtı. Türk toplumunun çeşitli dönemlerdeki gerçekliğini sergilemek istediği için bir ikisi dışında eserlerinde belli tarihi dönemleri ele aldı. Kiralık Konak I. Dünya Savaşı öncesinin, Hüküm Gecesi II. Meşrutiyet'in, Sodom ve Gomore Mütareke döneminin, Yaban Kurtuluş Savaşı yıllarının, Ankara Cumhuriyet'in ilk on yılının, Bir Sürgün II. Abdülhamid döneminin işlendiği romanlardır. Panorama 1923-1952 yıllarını kapsar. Karaosmanoğlu 1920'lerden sonra iyimser bir devrimci görünümündeyken, sonra umutlarını yitirerek romancılığını devrimci yönde kullanmaktan vazgeçmiştir. 1955'ten sonra da anı kitaplarından başka bir şey yazmamıştır.Romanları arasında en ünlüleri Nur Baba, Kiralık Konak ve Yaban'dır. Nur Baba Nur Baba, Karaosmanoğlu'nun ilk romanıdır. 1922'de kitap olarak çıkmadan önce gazetede yayımlanmıştır. Ama yazılışı ondan sekiz dokuz yıl öncesine gider. O yıllar Karaosmanoğlu'nun Eski Yunan ve Latin edebiyatıyla ilgilendiği ve Çamlıca'daki bir Bektaşi tekkesine devam ettiği dönemdir. Nur Baba'yı Euripides'in Bakkhalar'ından esinlenerek ve tekkedeki gözlemlerine dayanarak yazmıştır.

Roman, tekkenin şeyhiyle, evli bir kadın arasındaki tutkulu bir aşkın öyküsünü anlatır. İçki, müzik ve sevişmeyle sabahlara değin süren ayinler, Bektaşi töreleri ve tekke yaşamı kitapta büyük yer tutar. Bu ayinlerle Bakkhalar'in ayinleri arasında benzerlik bulan Karaosmanoğlu, romanın kadın kahramanı Nigâr'ın cinsi ilişkileriyle bu benzerliği anlatmaya çalışır.Ancak okur için romanın ilginç yönü Bektaşilik'e ilişkin bilgiler olmuş ve bu yönü, yapıtın çok satılmasını sağladığı gibi Karaosmanoğlu'nun ününü de yaygınlaştırmıştır. Ancak Karaosmanoğlu Bektaşilik'in sırlarını açıklamak ve üstelik Bektaşilik'i küçük düşürmekle suçlandığı için romanın ilk ve ikinci baskılarına yazdığı "izah"larla bu suçlamalara karşı kendini savunmak gereğini duymuştur. Kiralık Konak Kiralık Konak'ta Karaosmanoğlu, II. Meşrutiyet yıllarında Batılılaşma hareketinin yol açtığı değer kargaşasını, geleneklerden ve eski hayat biçiminden ayrılışı ve kuşaklar arasındaki kopukluğu sergiler. Romanda yazar adına konuşan Hakkı Celis, başlangıçta yurt sorunlarına karşı ilgisiz, âşık, içli bir şairken, sonradan bilinçlenerek değişir ve "milli ideal" sevdasına tutulur. Bu ideal geleceğin Türkiye'sidir. Karaosmanoğlu romanın öbür kişilerini ve dolayısıyla toplumu, bu yeni bilince ulaşmış Hakkı Celis'in gözleriyle değerlendirir ve yargılar.

ESERLERİ Roman: Kiralık Konak, Nur Baba, Hüküm Gecesi, Sodom ve Gomore, Yaban, Ankara, Bir Sürgün, Panaroma, 2 cilt, Hep O Şarkı. Hikaye Bir Serencam, Rahmet, Milli Savaş Hikâyeleri. Anı: Zoraki Diplomat, Anamın Kitabı, Vatan Yolunda, Politikada 45 Yıl, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları.


YÂKÛB KADRİ KARAOSMANOĞLU 

Türk edebiyatında tanınmış bir roman yazarı. 1888’deKahire’de doğdu. Manisa ve Aydın dolaylarında yaşamış Karaosmanoğlu soyundan gelmektedir. Altı yaşındayken âilesiyle berâber geldiği Manisa’da ilk öğrenimini gördü. 1903’te başladığı İzmir İdâdîsini bitirmeden âilesiyle yine Mısır’a döndü. Orada İskenderiye Firerler Fransız Mektebinde okudu, sonra İsviçre Lisesine gitti. 1908’de İstanbul’a gelip yerleşti.
Fecr-i Âtî topluluğuna katıldı. Mekteb-i Hukukta üçüncü sınıfa kadar okudu. 1912’de vereme yakalandı. 1916 yılında tedâvi için İsviçre’ye gitti. Bir aralık edebiyat ve felsefe öğretmenliği yaptı. Mondros Mütârekesinden sonra Millî Mücâdeleyi destekleyerek 1921’deAnadolu’ya geçti. Cumhûriyetten sonra Mardin (1923-1931) ve Manisa (1931-1934) milletvekilliği yaptı. Tîran, Prag, Lahey, Tahran ve Bern elçiliklerinde bulundu (1934-1954). 1960’tan sonra Kurucu Meclis üyesi ve 1961’de Manisa mebusu seçildi. Son yıllarında hâtıralarını kaleme aldı. 13 Aralık 1974’te Ankara’da öldü. İstanbul-BeşiktaşYahyâEfendi Mezarlığına defnedildi.
Öğrenimi düzenli olmayan Yâkûb Kadri, hiçbir okuldan diploma alamadı. Edebî kültürünü okuduğu eserlerden edindi.
Yâkûb Kadri, 1909’dan 1915’e kadar ilk yazılarında, bir Fecr-i Âtîci olarak Servet-i Fûnun dil ve üslûbuna özenmiş, çok terkipli, süslü olarak yazmıştır. 1915’ten sonra Ziyâ Gökalp’ın sâdeleşme prensiplerini benimseyerek her yeni çıkan eserini biraz daha duru dille yazdı. Cümleleri uzun, sağlam, bol mecazlı ve esrarlıdır. Ahenkli cümleleri vardır. Bunu sağlamak için de yapmacıklığa kaçtığı olmuştur. Cümlelerinde asıl göze çarpan husus çok sıfat kullanmasıdır. “ve, ki” bağlaçlarını çok kullanır. Yazılarında Fransızca kelimeler çoktur. Bol bol mecaz, süslü, örtülü ve işitilmemiş sözler bulma ve bilhassa hayvanlara dayanan teşbihler yapma merakı üslûbunun bir başka özelliğidir.
Yâkûb Kadri, nesir yazarı olarak daha başarılı eserler vermiştir. Edebiyata ilk defâ küçük hikâye ile başladı. Sonra roman yazdı. Mensur şiir, tiyatro, deneme, makâle, hâtıra, monografi, hikâye ve roman tarzında eserler verdi. Hikâyelerinde İstanbul dışına çıkan ilk yazardır. Mısır, Batı Anadolu bunlara çevre teşkil eder. Kurtuluş Savaşı devrine âit düşman zulümleri ve yıkık, yanık yurdumuzla cephede Mehmetçik ve cephe gerisinde dul, yetim, ihtiyar kişiler, hikâyelerinin çoğuna konu olmuştur. Yazarın romanını besleyen kaynaklar, kendi özel hayâtı, duygu, fikir ve hâtıraları ile milletimizin geçirdiği târih dönemleri ve büyük hâdiselerdir. Kişilerin dış görünüşlerine değer vermez. Bunları birkaç tasvirle geçiştirir. Bâzan önemli bir kıyâfet, çehre ve vücut özelliğini yakalayarak ruh tahliline girer. Hep bir hayal, fikir ve umut peşinde koşan kahramanlar, kötü bir hakîkatle karşılaştıklarında üzülürler. Yazar eserlerinde hep karamsar kişileri seçmiştir.
Yâkûb Kadri için, kuvvetli bir hikâye ve roman yazarı demek yerinde olur. İlk romanı da 1922’de yayınlanan Kiralık Konak’tır. Yâkûb Kadri’nin diğer yazarlardan daha çok ilgi toplayan tanınmış romanları Nur Baba ile Yaban’dır.
Yaban’ında, Birinci Cihan Harbinde sakatlanmış olan bir subayın, kendi emirerinin köyünde kaldığı sıralardaki duygularını; Ankara isimli romanında ise İstiklâl Mücâdelesinden sonra Ankara’nın gelecek zamanlarını ve Cumhûriyetin 20. yıldönümüne kadar olan Ankara’yı anlatır. Ancak bunlardan birincisinde Anadolu insanına karşı küçümseyici bir bakışa yer verir.
Yazarın ilk eserleri arasında bulunan bâzı küçük ve büyük hikâyeleri de Bir Serencam isimli kitabında toplandı. Bunlar yazarın Mısır’da geçen çocukluk hâtıralarından yankılar taşıyan uzun ve romantik hikâyelerdir. Garp gözüyle şarkın kabataslak bir tablosu hâlinde düzenlenen mektup şeklindeki nesirleri de Alp Dağlarından isimli eserindedir. İkdam Gazetesi’nde neşrettiği millî mücâdele devrine âit makâleleri Ergenekon isimli bir ciltlik kitabındadır. Bu eserlerde yazarın millî hassasiyeti daha iyi ve daha açık şekilde görülür.
Mensur şiirleri: Erenlerin Bağından (1922), Okun Ucundan (1940).
Tiyatroları: Nirvana (1909), Veda (1909), Sağanak (yayınlanmamıştır) ve Mağara (1933).
Denemeleri: Miss Chalfrin’in Albümü (1926), Alp Dağlarından (1942).
Hâtıraları: Zoraki Diplomat (1955), Anamın Kitabı (1957), Vatan Yolunda (1958), Gençlik ve Edebiyat Hâtıraları (1969), Politika’da 45 Yıl (1968).
Hikâyeleri: Bir Serencam (1913), Rahmet (1923), Millî Savaş Hikâyeleri (1947).
Romanları: Kiralık Konak (1922), Nur Baba (1922), Hüküm Gecesi (1927), Sodom ve Gomore (1928), Yaban (1932), Ankara (1924), Bir Sürgün (1937), Panaroma (1953), Hep O Şarkı (1956)dır.

http://www.superbilgiler.com/yakub-kadri-karaosmanoglu-kimdir-hakkinda-bilgi.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder