28 Haziran 2011 Salı

Sadık Ahmet

BATI TRAKYA'NIN GURURU Dr. SADIK AHMET
 http://www.batitrakyalilar.com/ dev/sadikahmet.asp
http://www.batitrakyalilar.com/dev/sadikahmet.asp
DR. SADIK AHMET'in Kısa Özgeçmişi;
1947 yılında Gümülcine Vilayeti'nin Küçük Sirkeli (Ağra) Köyün'de dünyaya gelen Dr.Sadık Ahmet, ilk öğrenimini kendi köyünde, orta öğrenimini de Gümülcine'deki Celal Bayar Lisesi'nde tamamladı. 1966-67 yılında önce Ankara Tıp Fakültesi'ne, bir yıl sonra da Selanik Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne giren Dr. Sadık Ahmet 1977 yılında bu fakülteden hekim olarak mezun oldu.Üniversite mezuniyetini Yunan ordusunda 34 aylık piyade erliği izledi.Hemen ardın da Orta Yunanistan'da bir yıl mecburi hekimlik hizmetinde bulunarak 1978 yılında Bati Trakya'ya döndü. Batı Trakya'ya gelişiyle birlikte bir yandan cerrah ihtisası yaparken diğer yandan da, toplum sorunlarıyla yakından ilgilenmeye başladı.1984 yılında operatör unvanını elde ettiğinde toplum içine daha çok girmeye ve dolayısıyla da toplum sorunlarıyla da daha çok ilgilenmeye başladı. Dr. Sadık Ahmet 1985 yılında Batı Trakya çapında bir imza kampanyası başlattı. Amacı, Batı Trakya Türkleri'nin sorunlarını tüm Dünya kamuoyuna duyurmaktı. Yaklaşık 15.000 imza topladığı bir sırada 8 ağustos 1986 tarihinde tutuklandı. 25 eylül 1987 tarihinde tek başına Selanik'e giderek, orada toplantı halinde bulunan Demokrasi İnsan Hakları Üyelerine,toplum sorunlarını içeren bir broşür dağıttı. 1988 yılında imza kampanyasından ötürü 30 ay hapis cezasına çarptırıldı ki, bu karar halen yüksek mahkeme nezdinde temyiz edilmiş bulunmaktadır.
18 haziran 1989 Milletvekili Genel Seçimlerinde Batı Trakya Türkleri'nin ilk bağımsız Milletvekili seçildi.5 kasım 1989 seçimleri öncesinde milletvekili adaylığı iptal edildi.26 ocak 1990 tarihinde, Batı Trakya Türkleri'ne "TÜRK" diye hitap ettiği için 18 ay hapis cezasına çarptırıldı ve Selanik Dudullu hapishanesi'ne gönderildi. 2 ay hapis yattıktan sonra, hapis cezası paraya çevrildi ve serbest bırakıldı. 8 Nisan 1990 milletvekili seçimlerinde aday oldu ve ikinci kez bağımsız milletvekili seçildi. 12 Eylül 1992 tarihinde Dostluk-Eşitlik-Barış (DEP) adında Batı Trakya Türkleri'nin ilk siyasi partisini kurdu.24 temmuz 1995 tarihinde geçirmiş olduğu şaibeli bir trafik kazası sonucunda aramızdan ayrıldı. Ne tesadüftür ki 24 Temmuz 1923 tarihinde de Lozan Antlaşması imza edilmişti. Dr. Sadık Ahmet, evli ve iki çocuk babası olup Yunanca, İngilizce ve Fransızca biliyordu.

Sadık Ahmet’in Batı Trakya Türklüğü için verdiği mücadelenin kısa hikayesi
BATI TRAKYA'DA BAĞIMSIZ LİSTELER:
Batı Trakya Türkleri'nin Lozan'dan bugüne ellerinden alınmamış nadir haklardan biridir "seçmek" ve "seçilmek" hakkı.Fakat Yunanistan'da siyasi partilerin yaptıkları ince hesaplar neticesi yıllar boyu Türk toplumunun oyları toplanmış, Türkler şöyle veya böyle Yunan meclisinde temsil edilmiş ama partilerin ve onların oluşturdukları hükümetlerin Türkler'e sağladıkları menfaatler ve haklar hak edilenin çok altında olmuştur.Yani Türkler'in oyları ile orantılı olmamıştır.
Öyle dönemler oldu ki, Batı Trakya Türkleri yok saydı. Yunan meclisinde temsil edilmelerine rağmen her şeyleri inkar edildi. Talepleri ve feryatları hiç dinlenmedi. Bunun içindir ki, Azınlık siyasi tarihi boyunca, parti listelerinden seçilen Azınlık temsilcisi milletvekilleri verimli olamadılar. Parti tüzüklerinin getirdikleri disiplin kuralları kıskacında kalarak Yunan Parlementosunda seslerini yükseltemediler, Batı Trakya Türklerinin duygu ve düşüncelerine tercüman olamadılar. Parti listelerinden seçildikleri için partiye minnet borçları nedeniyle suskun kaldılar... Nihayet partiler Türkleri o kadar takmaz oldular ki, liste usulü yapılan Haziran '85 seçimlerinde her iki büyük parti de (Yeni Demokrasi, PASOK) Azınlık politikacılarına listenin ancak üçüncü sırasında yer verdiler.Bu, onların seçilmemesi demekti. Çünkü; Zaten üç milletvekili çıkaran Rodop ve İskeçe illerinde sandalyelerin üçünü de aynı partinin alması mümkün değildi. Bunun için Batı Trakya Türkleri ilk kez Haziran '85 seçimlerinde baş kaldırarak bağımsız liste denemesinde bulundular.
İLK BAĞIMSIZ LİSTELER:
Aratan baskılar neticesinde, Batı Trakya'da Türkler arasında bağımsız listeler ilk kez Haziran 85 m-Milletvekili Genel Seçimlerinde gündeme geldi. Gümülcine'de merhum Sabahattin Galip'in "GÜVEN" İskeçe'de ise M. Emin Aga önderliğinde "BARIŞ" listeleri bağımsız olarak seçime girdiler. Bunlar bağımsız adaylıklarını ilan edince anılan iki büyük parti listelerinde üçüncü sırada yer verdikleri azınlık adaylarını ikinci sıraya yükselttiler.
1985 seçimlerinde böylece ilk denemesi yapılan bağımsız listeler Gümülcine'de 10.390 İskeçe'de ise 10.318 oy almalarına rağmen, yeterli oy sayısını yakalayamadıkları için, seçimi kaybetmişlerdi ama mücadeleyi kazanmışlardı.Bundan sonra bağımsız milletvekili seçmek düşüncesi toplum içinde gelişmeye başladı.Zamanla Batı Trakya Türk Toplumu bünyesine en uygun bir siyasi görüş haline gelerek seçmenler tarafından benimsendi.
1989 SEÇİMLERİNDE BAĞIMSIZ LİSTELER:
Böylece ilk denemesi yapılan bağımsız listeler hareketiyle toplumda bağımsız adaylık bilinci gelişmeye başladı. Yıllardır partilerden ve parti listelerinden seçilenlerden fayda görmeyen toplum Haziran '89 seçimlerine doğru giderken yeni umutlar yeni arayışlar içindeydi.Bu arayışlar Gümülcine'de yine "GÜVEN", İskeçe'de ise "İKBAL" listesinde makes buldu.Batı Trakya Türkleri bu sefer bu listelere oy verebileceğinin tam bilincindeydi.Hemen belirtelim ki , İskeçe'deki bağımsız "İKBAL" listesi M.Emin Aga başkanlığında, Kadir Yunusoğlu, Mustafa Hasanoğlu ve Rasim Muroğlu'ndan oluştu.Bu liste Haziran '89 seçimlerinde 9000 kadar oy aldı ancak barajı aşamadığından milletvekili çıkaramadı.
GÜVEN listesine gelince;

GÜVEN LİSTESİ:
Batı Trakya Türkleri'nin  Rodop ili için oluşturdukları bağımsız "GÜVEN" listesinde şu isimler yer aldı:
1-Dr. Sadık Ahmet (Operatör Doktor)
            2-İsmail Rodoplu (Gazeteci, Tarihçi)
            3-Sabahattin Emin (Avukat)
Dr. Sadık Ahmet, kendilerini bağımsız liste oluşturmaya iten nedenleri şöyle sıralıyordu.
-"Doğup büyüdüğümüz ülkede iktidar ve muhalefet tarafından ırkımız inkar edilir  ve bütün insanlık dışı baskılar bizlere uygulanırsa pek tabii ki, bizler, toplum olarak, demokrasinin getirdiği bazı hakları kullanmak zorunda kalırız. Bunlardan biri de bağımsız bir liste halinde seçimlere girmek ve bu şekilde bizlere yapılan baskıları, hiçbir partiden fayda olmadığını, Türk olduğumuzu oylarımızla yönetime ve dünya kamuoyuna duyurmaktır. Aynı zamanda  seçilecek milletvekili partiye değil, kendi toplumuna bağlı olacaktır."

YOĞUN BİR ÇALIŞMA YAPILDI:
Bir bildiri ile kendilerini deklare eden GÜVEN listesi işi sıkı tuttu ve yoğun bir çalışma başlattı. Seçim öncesi propaganda günlerinin her dakikasını değerlendirerek köy, kent, dağ, ova kendini her yerde herkese anlattı.
Dr. Sadık Ahmet, liste arkadaşları ve daha nice gönüldaşları Batı Trakya'nın en ücra köşelerine kadar ulaşarak insanlara davayı, amaçlarını ve bağımsız listenin önemini anlattılar. Meydanlarda, sokaklarda birçok mitingler düzenlediler. Kahvehanelerde, cami odalarında hatta evlerde yüzlerce toplantı yaptılar. Masalar, sandalyeler bazen meyve sandıkları kürsü yerine kullanılarak ,bazen de bir tümseğe çıkılarak binlerce konuşma yaptılar.Mikrofon ve hoparlör bulundu ise kullanıldı.Bulunmadıysa avaz avaz bağırılarak hak,hukuk ve Lozan anlatıldı.Batı Trakya Türkleri'nin haklarına kavuşma yolunun GÜVEN listesinden geçtiği vurgulandı.O yıllarda Yunan resmi makamlarınca inkar edilen Türklük unsuru işlendi.Batı Trakya'da Türklüğün ebediyen yaşayacağı noktasında güvence verildi.                                     


GÜVEN LİSTESİNE DESTEKLER:
Güven listesine, Azınlığın küçük bir kısmı dışında tam bir destek vardı. Hemen hemen bütün aydınlar ve Azınlık basını da tam destek veriyordu.
En ateşli taraftar ise Halil Salih (Haki)'in sahibi olduğu, yayın hayatına halen devam eden İLERİ gazetesi idi.Özellikle kampanyanın son günlerinde  İLERİ gazetesi sahibi Halil Haki'nin işini gücünü bırakarak, hatta gazetesini de çıkarmaktan vazgeçerek GÜVEN listesinin propaganda çalışmalarına katılmıştır.
Ve İleri seçim neticelerine daha on gün varken kesin kanaatini belirtiyordu:
"Artık rahat ve huzur içinde söylüyoruz ki; Azınlığın gerçek sesi, kendi sesi olan GÜVEN listesi mutlak surette bir milletvekili çıkaracaktır...
Binaenaleyh daha şimdiden haykırıyoruz: MİLLETVEKİLİMİZ MÜBAREK OLSUN."
Bunun yanında diğer Azınlık basını, Yüksek Tahsilliler Derneği, Vaaz ve İrşat Heyeti, Almanya'daki Batı Trakya Türkleri Dernekleri ve Federasyon GÜVEN listesine tam destek veriyordu.
Partilerden aday olanlar hariç, eski ve yeni Azınlık politikacılarının hemen tamamı GÜVEN listesini yanında yer aldı.
Ancak Yunanistan'da 18 Haziran 1989 seçimlerine gidilirken Batı Trakya Türkleri'nin oluşturdukları bağımsız listelere muhalif olanlar ve bu hareketi kösteklemek isteyenlerde vardı.

VE  ZAFER:
Kösteklere rağmen işin olacağına varacağını herkes görmüş muhalifler bile kabullenmişti. PASOK adayı Ahmet  Mehmet'in bir köyde söylediği şu sözler o günlerde seçim gazetelerinde yer almıştı:
".........Bağımsızı seçeceğinizi biliyorum ama, bana da yardım edin......."
Dr. Sadık Ahmet ve ekibi gerçekten çok iyi çalışmışlardı. Bunun mükafatını ise 18 Haziran akşamı sandıklar açıldığında gördüler. Gecenin ilerleyen saatlerinde neticeler geldikçe GÜVEN listesinin önde olduğu açıkça görülüyordu. Gece yarısına doğru GÜVEN listesinin 1 milletvekilini garantilediği belli olmuştu.Ancak Yunan haber merkezleri bunu ilan etmeye bir türlü yanaşmıyorlardı.Oysa diğer illerdeki kazananları duyurmada adeta yarışıyorlardı...
O gece gerçektende heyecan dolu ve yorucu bir geceydi. Yüzlerce fedakar insan sandık gözlemciliği yapıyor, Oyların doğru sayılması ve sandıkların çalınmaması için sabahlara kadar çetin bir mücadele verdiler.  Dr. Sadık Ahmet ve arkadaşları merak içinde sabahladılar. Binlerce Batı Trakya Türk'ü uyumayarak TV ve radyolardan neticeleri izlediler.
Nihayet 19 Haziran sabahı, sıcak yaz güneşinin doğuşuyla birlikte Güven listesi amacına ulaşmıştı. Zafer 24858 oyla gelmişti. Bu oyların 22472 adedi Dr. Sadık Ahmet'in şahsına verilmişti.Yani Rodop ilinde milletvekili çıkarabilmek için gereken 17500 oy fazlasıyla aşılmıştı.
Haber merkezleri gerçeği daha fazla gizleyemeyip neticeyi kabulleniyor ve ilan ediyorlardı. Ertesi günlerde ilan resmiyet kazandı ve Sadık Ahmet'e mazbatası Yunan Devleti tarafından resmen verildi. O artık milletin vekiliydi.
Batı Trakya Türkleri böylece, başlangıçta "olmaz" gibi görüneni başarmış, büyük bir zafer kazanmıştı. Azınlık, azınlıkta kaldığından 66 yıl sonra, öz benliğinden çıkmış bir köylü çocuğunu, bağımsız milletvekili yapmıştı.. Bu demokrasi mücadelesinin öncülüğünü Dr. Sadık Ahmet ve arkadaşları yaptı, ama bütün toplum gayret gösterdi, çalıştı, destekledi. Onun için bu zaferde her Batı Trakya Türkü'nün ayrı ayrı payı var.Bu tarihe geçecek şanlı bir demokratik mücadeledir.
Batı Trakya'nın yakın tarih süreci içinde, 31 Ağustos 1913, 24 Temmuz 1924, 29 Ocak 1988 gibi tarihler nasıl birer durak noktaları ise, 18 Haziran 1989 tarihi de öylesine önemli bir duraktır.
18 Haziran 1989 tarihi Batı Trakya Müslüman Türk Toplumu'nun ilk bağımsız milletvekilini Yunan parlamentosuna gönderdiği gündür.
YEMİN TÖRENİ:
Yunan Meclisi milletvekillerinin yemin töreni için Temmuz '89 başlarında toplandı.300 üyeden oluşan meclisin yeni üyeleri Hıristiyan oldukları için, İncil üzerine el koyarak yemin ettiler. Ancak bir istisna vardı. O da Dr. Sadık Ahmet idi. Onun yemin töreni ise şöyle oldu.
Bağımsız Azınlık Milletvekili Dr. Sadık Ahmet Kuran-ı Kerim'e El basarak milletvekili yemini etti. Batı Trakya Türk Toplumu'nun Yunan parlamentosundaki tek temsilcisi Bağımsız Milletvekili Dr. Sadık Ahmet, Ayina meclisinde yapılan toplantıda İslam dini kurallarına göre milletvekili yemini etti. Dr. Sadık Ahmet'in yemin töreninde ayrıca 298 milletvekili de Başpiskopos Serafim'in huzurunda hazır bulundu. Özel olarak üzerinde Kuran-ı Kerim bulunan masaya doğru yemin etmek için meclis başkanı tarafından davet edilen Dr. Sadık Ahmet'in yemin süresi bitinceye kadar meclisteki tüm milletvekilleri ayağa kalkarak saygı duruşunda bulundular. Yemin töreninden sonra Meclisteki özel odasında tebrikleri kabul eden Dr. Sadık Ahmet, kabul sırasında Batı Trakya Türk toplumuna şu mesajı gönderdi.
"Az önce ülkenin yasalarını ve anayasasını koruyacağıma dair söz vererek milletvekili yemini ettim. Toplumumuza da bu yasaların eşit uygulanmasından başka isteğim yoktur. Bu bakımdan yeminimi harfiyyen yerine getirebilmek ve yasalarla anayasanın Azınlık insanına da tam ve eşit olarak uygulanmasını sağlayabilmek için elimden geleni yapacağım. Dilerim ki, diğer milletvekili meslektaşlarım da yeminlerine sadık kalırlar."
SEMER:
Seçim sonrası günlerde Dr Sadık Ahmet'i Gümülcine ve çevresinde teşekkür ziyaretlerinde bulundu. Bu arada -Gümülcine'nin o zaman mevcut iki semercisinden biri olan- Semerci Ahmet Avi'ye uğrar. Selam ve hal hatırdan sonra, Semerci Ahmet Dr. Sadık'a der ki:
-"Sana şimdi bir semer lazım!"
Dr. Sadık Ahmet, "Sen toplumun dertlerini ve problemlerini yüklendin. Millet seni vekil seçti. Azınlığın dert yükünü taşıyabilmen için bir semere ihtiyacın var" anlamına gelen bu espriyi kavrar ve şu cevabı verir:
"Doğrudur...Hemen yap !"
Sonraki aylarda Dr. Sadık Ahmet bu semerci dükkanının önünden geçerken takılırmış.
-"Ne oldu bizim semer?" diye...
***
AZINLIK MESELELERİNİN ÇÖZÜMÜ İÇİN İLK GİRİŞİMLER:
Evet, Dr. Sadık Ahmet Azınlık dertlerini ve yılların birikimi meselelerini gerçekten yüklenmişti... Esasen bunların çözümü için çalışacağını, hatta çözeceğini, seçim konuşmalarında taahhüt etmişti.İşte şimdi çalışma zamanıydı. Meselelerin çözümü ise Atina'ya bağlıydı. Öyleyse Batı Trakya Türk Toplumu'nun meselelerini Atina'ya (hükümete) götürmek lazımdı. Bunun için "semere" ihtiyaç yoktu ama medeni cesaret, bilgi ve akıllıca politikalara ihtiyaç vardı.
Bilgi ve cesaretin Dr. sadık Ahmet'te yeterince mevcut olduğunu herkes kabulleniyordu.... Politik strateji de iyi başladı.
Dr. Sadık Ahmet önce, Yeni Demokrasi (ND) Partisi Lideri Canis Cenetakis başkanlığında kurulan yeni hükümete, tek bağımsız milletvekili olarak, güvenoyu verdi.
Bununla demek istiyordu ki:
Ey Hükümet!
-Ben Dr. Sadık Ahmet, Batı Trakya Türk Toplumu'nun temsilcisi olarak bağımsız ve hür irademle sana güvenim arz ediyorum.
-Ben bu meclise kuru kuruya muhalefet için gelmedim.
-Beni buraya gönderen insanların fert olarak da, Azınlık olarak da yığınla problemleri var. Bunların çözümünü Ey Hükümet senden isteyeceğim.Çünkü benim birinci derece vazifem, temsil ettiğim toplumun haklarını savunmaktır.
-Sen Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığına hakkaniyet ve adaletle yaklaşır da problemlerinin çözümü için uğraşırsan ben de, bağımsız ve hür olarak senin yanındayım, arkandayım, oyumla destekliyorum.
***
Dr. Sadık Ahmet olumlu yaklaşımıyla iktidar partisi milletvekilleriyle çabu k diyaloga girdi. Onun sevecen tavırları muhalefetinde dikkatini çekti.Mecliste kısa sürede bakanlarla temasa geçerek Batı Trakya'daki Problemlerle ilgili dosyaları bir bir sunmaya başladı.

1- İMAR İSKAN BAKANIYLA GÖRÜŞME:
Dr. Sadık 17.7.89 tarihinde İmar ve İskan Bakanlığını ziyaret ederek resmi temaslarına başladı. Bakan B. Kavelas ile görüşen Dr. Sadık, Batı Trakya'da uzun yıllardır inşaat izni verilmemesi nedeniyle izinsiz inşa edilen evlerin ve diğer yapıların kaçak inşaat statüsünden çıkarılıp resmileştirilmesini istedi. Ayrıca kaçak inşaat sebebiyle haklarında dava açılan ve ceza kesilen Azınlık mensubu insanların af edilmelerini, davaların geri alınmalarını, bundan böyle de Batı Trakya'da ayırım yapılmamasını ve şartlarını yerine getiren Batı Trakya Türklerine inşaat izni verilmesini talep etti.
2- ADALET BAKANI İLE GÖRÜŞME:
Dr. Sadık ikinci görüşmesini Adalet Bakanı ile yaptı. Batı Trakya'daki adalet mekanizmasının tarafsız olmadığını, yönetimin tesiri altında kaldığını anlatan Milletvekilimiz Adalet Bakanına seçim propagandası günlerinde kesilen trafik cezalarından 60 kadar makbuzu gösterince Bakan hayret etmiş ve konuyu Asayiş Bakanı ile görüşeceğini söylemiştir.                                                                       
3- ASAYİŞ BAKANI İLE GÖRÜŞME:
Üçüncü görüşme Asayiş Bakanı Kefaloyannis ile yapılmıştır. Dr. Sadık Ahmet, seçimden sonra ilgili memurların Batı Trakya Müslüman Türk halkına baskı yaptıklarını, esnafa ve sürücülere ağır cezalar yazdıklarını, bundan şikayet eden soydaşlarımızı da "Şimdi gidin sizi Dr. Sadık kurtarsın" dediklerini bakana anlattı. Bakan "Bu kadar da  haksızlık yapılamaz!" şeklinde hayret etmiş ve konuyu inceleyeceğini söylemiştir.
4- İÇİŞLERİ BAKANI İLE GÖRÜŞME:
İçişleri Bakanı ile yapılan görüşmede Dr. Sadık Ahmet Batı Trakya'daki ayrımlardan ve haksızlıklardan söz etmiştir. Milletvekilimiz Batı Trakya Türkleri'ne uygulanan vatandaşlıktan çıkarma olayını detaylarıyla ve çarpıcı örneklerle anlatmıştır. İçişleri Bakanı Dr. Sadık'la işbirliği içinde bulunmaları ve Batı Trakya'daki bakanlığı ile ilgili gelişmelerden kendisini haberdar etmesini rica etmiştir.
5- BAŞBAKAN YARDIMCISI İLE GÖRÜŞME:
Milletvekili Dr. Sadık Ahmet Başbakan Yardımcısı ve Hükümet sözcüsü Kefeloyannis ile yaptığı görüşmede  de Batı Trakya'daki azınlık sorunlarını bir bütün olarak anlatmıştır. Başbakan Yardımcısı anlatılanları ilgiyle dinledikten sonra bunların kendisine bir liste halinde yazılı olarak verilmesini talep etmiş ve çözüm yolları arayacağına söz vermiştir.          
6-19. MADDE ile İLGİLİ GİRİŞİM:
Batı Trakya Türkleri'nin  Bağımsız Temsilcisi Milletvekili Dr. Sadık Ahmet'in yukarıdaki girişimleri ile ilgili bilgileri Batı Trakya'nın Sesi (Sayı 10-12 ) Dergisi'nden derledik. Doktor'un 19. Madde ile ilgili girişimi ise 8 Eylül 1989 tarih ve 563 sayılı "İleri" gazetesinde şöyle yer alıyor:"CANDAN KUTLARIZ:         Bağımsız Milletvekilimiz Dr. Sadık Ahmet, vatandaşlık yasasının 19'ncu  maddesinin kaldırılması için Meclis'e başvurmuştur. Bilindiği üzere bu yasaya dayanılarak soydaşlarımız şıppadak vatandaşlıktan çıkarılıyorlardı...
Milletvekilimizi bu yerinde girişiminden dolayı candan kutlarız! " ( 19.ncu madde Dr. Sadık Ahmet'in müracaatından 9 sene sonra başka bir deyişle vefatından 3 yıl sonra 11.6.1998 tarihinde Yunan meclisinde yapılan oylama sonrasında kaldırıldı.Daha sonra olayı takip edenler kim olursa olsun, madde hangi sebeplerle kaldırılmış olursa olsun, Bu mücadelenin bayraktarlığını D. Sadık Ahmet yapmıştır. Umarız soydaşlarımız bundan sonra eften püften sebeplerle Yunan uyruğundan çıkarılmaz Allah Rahmet Eylesin) (bir not daha: Yunanistan hiçbir şekilde kabul etmediği ve yazmadığı yurt dışında doğmuş çocuklarımızı şimdi topluyor ve nüfus kütüklerine yazıyor. Ne yazık ki Dr. Sadık Ahmet bunları göremedi)                  

7-Dr. Sadık Ahmet Bağımsız Milletvekili sıfatıyla ayrıca yerel yönetim makamlarıyla ve gereken diğer bütün Yunan idari mekanizması daireleri ile Batı Trakya Türkleri'nin sorunları hakkında görüşmüş ve haksızlıkların giderilmesini talep etmiştir. Ancak Yunan idaresi bildiğini okumaya ve kendi programlarını(!) uygulamaya devam etmiştir...

YUNANİSTAN'DA YENİDEN ERKEN SEÇİM:
İşte Dr. Sadık Ahmet Batı Trakya'daki yılların birikimi bu benzeri problemleri yurt içinde yetkili makamlara taşımaya ve çözümler aramaya başlamışken Yunanistan'da yeniden erken seçim dedikoduları yayılmaya başlandı. ND idarecileri 18 Haziran seçim neticelerinden tatmin olmamış görünüyorlardı.Güven oyunu 1-2 farkla almış hükümet değil, daha güçlü bir hükümet arzuluyorlardı anlaşılan.Nitekim dedikodular gerçek oldu 5 Kasım 1989 yeni seçim tarihi olarak ilan edildi.Ülke sadece 4,5 ay sonra yeniden genel seçime gidiyordu.Ve yaz sıcaklarının geçmesiyle Yunanistan'da yeni seçim dönemi başlamıştı bile.Tabii ki, Batı Trakya'da da ...Bu nedenle partiler politikacılar yeniden yollara düştü Tabii ki, Batı Trakya Türklerinin henüz partileşmemiş bağımsız GÜVEN Listesi de gereken çalışmayı yapacaktı...
"
EŞİT MUAMELE İSTİYORUM":
Bu bölümde Dr. Sadık Ahmet'le yapılmış 18 Haziran seçimlerinden sonra  burada değinilmesinde fayda gördüğümüz bir röportajdan alıntılar yapacağız..
"NİÇİN "EVET" OYU VERDİM":
            "
Yunanistan Vatanımdır" ana başlığı altında yayınlanan söz konusu röportajda çeşitili konulara temas edildikten sonra gazeteci Dr. Sadık Ahmet'e soruyor:
"............... Hükümete güvenoyu vermeyeceğinizi beyan ettmenize rağmen EVET oyu verdiniz nokta. Bu neye bağlı? İlaveten Bay Miçotakis'in "Yunan hükümetinin Batı Trakya Müslümanlarının oylarına dayanmaması gerekir sözünü yorumlamanızı isteyeceğim.
-ND (Yani Demokrasi), yada Miçotakis'e güvenoyu vermeyeceğimi beyan etmişsem de şu anda iktidarda Bay Miçotakis hükümeti yoktur. Hükümet, Sağ ile Birleşik Sol'un işbirliği ile kurulmuştur.Dahası mecliste ve rejim içinde hemen hemen herkes hata PASOK bile durumu kabullenirken ben niye karşı durayım. Yunan Ve Yunanistan için güzel şeyler yapmak gayretindeler; ümit ederim ki bu, Rodop (iline)de uzanır. Binaenaleyh o beyanat sadece Miçotakis'le ilgili idi.                                                
-Miçotakis'in Beyanı ile ilgili?
-Miçotakis benim oyumu istemiyorsa, ben de oyumu ona vermem.
-Fakat EVET oyu Verdiniz?
-EVET oyu vermiş olayım. Bakınız insan politikada her beş dakikada bir fikir değiştirir. Fakat bu değişiklik...mevcut durumda, mantıklı bir insan bu hükümete ve bu programa hayır diyemezdi.Ve ben, problemlerimizin  çözümü için bu hükümete gideceğime göre ben ona güven oyu vermemezlik yapamazdım.
- Yani Siz, Miçotakis'e HAYIR; Ve Fakat Birleşik Sol –Yeni Demokrasi işbirliğine EVET dediniz.
-.......Evet, Cenatakis hükümetine ve hükümetin programına oy verdim, Yeni Demokradi'ye ve Miçoktakis'e DEĞİL:
......................
"EŞİT MUAMELE İSTİYORUM":
            .............Haklarımı almaz ve yeniden elde etmezsem.Hepsinin beş günde çözüleceğini söylemiyorum.Fakat problemin çözülmesi için iyi niyrtin olması gerekir.Ben yurt dışına gittiğimde ne diyeceğim?Ben, Bay Kanellopulos'un da dediği gibi, eşit muamele istiyorum.Ben Yunan vatandaşıyım, bunun için Yunan meclisindeyim.

            -Sanıyorum,Problemlerin çözümü için bir aylık mühlet verdiniz?
-Evet bir ay, ondan sonra Strasburg'a gideceğim.Yunan  hükümeti "bütün haklarımı aldığımızı" iddia ettiğine göre, eğer onları vermezse ben Yunan hükümetini yalana çıkaracağım.Yapılan bütün haksızlıkların belgeleri ve listeleri  mevcut,3000-5000 gecekondu ev, bir o kadar kamu malı sayılan.Devlet desteği (kredi) yok İlgisizce yüzümüze söylüyorlar:"Size Azınlığa kredi yok".

            -
Yunan aleyhtarı propoganda ile itham edileceğinizden korkmuyor musunuz?-Elimde belgeler olduktan sonra Yunan aleyhtarı propaganda değildir. Yunanistan'ı kötülemek istemem. Evimi kötülemek istemem.Fakat hükümetin problemlerimi çözmediğini gördükten sonra niçin gitmeyeyim?Bugün bile sağlık memuru, Sosti (Susurköy) Köyünde bir Müslüman açacağı kuaför dükkanına ruhsat vermek için gidip kontrol edeceğine kendisine dönüp " Git Sadık Kontrol etsin" diyebilmektedir.
           
-Yani bütün yerel daireler Müslümanlara "Sadık'a" Git Problemini O çözsün mü diyorlar?-Evet, bakanlara soracağım neticede hükümet kimdir? Ben mi, onlar mı? Bu daireler niçin böyle yapıyorlar? Bu laf oyunu uygulamasını sürdüren Trafiği, Sağlık Memurluğunu, Hayvancılığı destekleme dairelerini, Ulaştırma dairesini kınıyorum.
            -
Seçim öncesi ile seçim sonrası konuşma tarzında büyük fark var.Bu, milletvekili olarak halka karşı yüklendiğiniz sorumluluklara mı bağlı?Halbuki seçim öncesi olanlar oy toplamak içindi......?
-
Bakınız, seçim öncesi daha sorumsuzdum, normal bir vatandaş gibi.Şu anda Yunan meclisi'nin üyesiyim.Yunanistan vatanımdır.Bu şüphesiz bir hakikattir.Ülke olarak Yunanistan'ı da düşünmem gerekir. Başkaları bana ne dese beni hiç ilgilendirmez. Çünkü ben Yunan vatandaşıyım, Nüfuz hüviyet kimliğim vardır, Yunan Meclisi'nin verdiği kimliğe sahibim. Fakat bazen; 3 günde, 5 günde meseleleri halledeceğiz diyerek Azınlık haklarını da savunmam gerekir. Problemler 3 günde çözülmez. Konumum kesinlikle değişmemiştir, zaman olarak değişiklik arz edebilir. Ama bu güne kadar olduğu şekilde uzun zaman sürecinde değil. Şu anda mühletler var. Ben sadece kanunların uygulanmasını istiyorum.
            -
Tabii, seçim öncesi söylemler daha ateşiliydi...
-
Evet, fakat seçildikten sonra artık sorumlusun. Her istediğini söyleyemezsin.Çünkü, Halk ve meclis tarafından bir şekilde kontrol ediliyorsun.Yaşadığın ülke aleyhine konuşamazsın..."        
*****
Dr. Sadık Ahmet'in millevekilli seçilmesinden sonra da Batı Trakya Türk Azınlığı'nın olumlu bir gelişme olmadı.İstenen eşit muamele yapılmadı...Ve bu röportajda dediği gibi, Dr. Sadık Ahmet hakikaten sonraki aylar da Strasburg yollarına düştü.Ama ondan önce köprülerin altından çok sular geçer...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder